NELER YAPIYORUM / HERE & NOW

Blogun b'sini göremediğim günlerden geçtim, ne yazı hazırlayabiliyorum ne de sizleri ziyaret edebiliyorum. Mesela bu yazıyı yaklaşık iki haftadan beri cümle cümle hazırlamaya çalıyorum.

Yazacak vakti zor bulup bu ay da neler yapıyorum serisini es geçsem mi dedim içimden ama dayanamadım, dile kolay 1 yıl boyunca her ay, hiç aksatmadan hazırlamışım. O yüzden kıyamıyorum. Konu olarak neler yapıyorum değil de neler yaptım üzerine olacak sanırım :)

10 saatten uzun sürecek uçuşun ilk ayağındayız yani İstanbul'da. Hem biraz dinlenebiliyorum hem de bloga yavaştan dönüş yapmanın mutluluğu içindeyim.

Yılın son ayı dolu dolu geçti şükür, prova, konser, kayıt üçlüsünün yanında bol bol nakış işleyip yastık kılıfı dikerek :)

ÇEKİLİŞİ KİM KAZANDI Kİ ?

Yılbaşı çekilişine katılan tatlı blog komşularıma çok teşekkür ederim. Sabırsızlıkla bugünü bekledim ve biraz önce herkese yorumdaki sırasına göre numara verdim ve çekilişi başlattım. Heyecanlandırdıysak, sonuca geçebiliriz.

DOĞAL BOYAMA MACERAM VE İLK RENK PALETİM / FIRST TRIAL OF NATURAL DYEING

2018 bitmeden doğal boyamayı deneyimlemiş oldum, o kadar  uzun bir süreçten geçti ki kumaşlar.
Malum, doğal boyanın tutunması için önceden kumaşı hazırlamak gerekiyor. Sanırım beklediğime değdi.

Ben bunu denemeliyim dediğimden beri bir sürü kaynak okudum, tamamen doğal malzemeleri tercih ettiği ve tabii görselleri tam benlik olduğu için  en çok kafama yakın olan kitap Rebecca Desnos - Botanical Colour at your Fingertips oldu.

PAZAR GİBİ PAZAR

Günlerdir bugünü bekledim, hem boş gün hem de evden çıkmayacağım bir gün olacağı hayali ile...

Dedim böylesine dört gözle beklenmiş bir gün canım blogumu da ihmal etmeyim.. Bazen sadece iki kolum olduğunu unutuyorum, aklıma gelen fikirleri yapmak için koşuşturup duruyorum..

Doğal boyamaya başladım bugün, kumaşların boya ile buluşması için yaklaşık 10 gün geçti, gerçekten yavaş ve çok sabır isteyen bir süreçmiş.. Şimdi de ağır ateşte bitkilerin suya rengini verişini seyrediyorum. Heyecanlı, çok heyecanlı..

YENİ YIL ÇEKİLİŞİ

Geldik mi yılın en güzel, en eğlenceli zamanına..

Yeni yıl ruhunu çekilişle şenlendirmek lazım diyorum ne dersiniz ?

HOŞ GELDİN ARALIK / WELCOME DECEMBER

Şirin'in pamuk elleriyle başladı bu ay.. Benim içimdeki çocuk ve zaten çocuk olan Şirin ile birlikte doğa yürüyüşü yaptık, mantar ailesini gördük, meşe palamutlarının şapkalarından mutluluk duyduk, beğendiğimiz herşeyi torbasına doldurduk, evde onların hepsinden birşeyler yaratacaktı çünkü, kozalaklar vücut, minik yapraklar eller olacaktı hepsini düşünmüştü, öyle uygun görmüştü.. 

SEVDİĞİM ŞEYLER / THINGS THAT I LOVE

Uzun süredir sevdiğim şeyleri toplayıp ama paylaşmadığımı farkettim..
Şöyle hafta sonu gözlerimizi şenlendirecek cinsten bir kategori düşünürken birbirinden güzel renkleri paylaşmak istedim.

Ev dekorunda, el işinde ya da herhangi birşey yaparken belki bu renkler size ilham olur. Sevmek ne demek bayılıyorum bunlara.

Az laf bol görsel
Hafta sonu pek güzel..

Sevgiyle kalın.

NELER YAPIYORUM / HERE & NOW

Şöyle bir baktım da blog yazmaya başladığımdan beri 19. neler yapıyorum yazısını hazırlıyorum. Sevindim, çünkü bu sayede epey şey öğrendim. Benim için bir çeşit motivasyon gibi, her ay bildiklerimin üstüne ufacık birşey daha eklemek, yeni şeyler öğrenmek adına katkı sağladı.

Birkaç gün önce epey üşüdük ama şimdi yine ılıman bir hava var Ankara'da. Yalnız çok kuru, elleri çatlatıp kanatan cinsten. Bu da bir Ankara gerçeği yapacak bir şey yok.

Neyse uzatmadan listeye geçeyim bence, zira çok hevesleniyorum. Yalnız baştan söyleyim bu sefer çok fotoğraf var.

İZMİR'DE ŞAHANE BİR YER; "NAHIL"

Baktım pazartesi, salı provam yok hemen İzmir'de buldum kendimi.. Kanada'ya gitmeden önce, tramvayımıza bineyim, Kemeraltı'nda dolaşayım, gevreğimi boyozumu yiyeyim, Alsancak'a gideyim, sahilde güneşi batırayım istedim.

Annemle sokak aralarında dolanırken bu güzel dükkanı görüp,  kendimizi hemen içeri attık. Dükkanda hoş sohbet ettiğimiz Sevşen Hanım, Nahıl'ın amacını anlattı bize.

GÜZEL BİR GÜN / ONE FINE DAY

Öyle güzeldi ki bugün,  durmak bilmeden kumaştan, yünden, aklımıza gelen fikirlerden konuşup, şahane atölyeleri gezip bol bol fotoğraf çektiğimiz bir gündü Derya ile.. Ankara'nın bilmediğim ve bir o kadar da görüp sevdiğim yerleri ile tanıştım. İzmir 'de Kemeraltı'nı, İstanbul'da az çok Kapalıçarşı'yı bilirim ama bunca zamandır Ankara bu yüzünü bana göstermemiş. Belki de hiç tanıdığım ya da geçmiş bağım olmadığındandır.. Ama geç olsun güç olmasın dedim ve çok tatlı kumaşçılar tanıdım.

TOPİK TROPİK CÜZDAN TARİFİ / CROCHET COIN PURSE FREE PATTERN BY EZGISSIMO

Koca bir ayı devirdik ve yazdan kalma bir gün ile Kasım'ı karşılıyoruz. Şikayetçi değilim, zira Kanada'da geçireceğim kış için biraz sıcak depolamam gerek diye düşünüyorum.

Bu yaz Heart Handmade için benim topik tropik cüzdan tarifini ingilizce olarak hazırlamıştım, mutlu edici bir projeydi. İlk yazılı tarifim olarak da kalbimde yeri başka o yüzden.
Bu cüzdanı o kadar çok seviyorum ki, hem yapımı kolay hem de sevdiğiniz birine çok tatlı bir hediye olur diye düşünüyorum. 

Topik tropik cüzdanı bir çok farklı iple denedim ve sonuç olarak en çok yakışan ipin La Mia Cottony olduğuna karar verdim.  Çantada kullanıldıkça tüylenme yapmıyor, dokusu çok güzel renklerini konuşmaya gerek yok, resimde gördüğünüz gibi cıvıl cıvıl. 

Paylaşmak güzeldir, hele ki paylaştığın birşeyin yapılıp sana haber verilmesi daha da güzeldir. Pek sevgili laptop kılıfımı yapanları gördükçe ne çok mutlu olmuştum anlatamam. Diyeceğim o ki, eğer yaparsanız instagramda beni @ezgissimo etiketlemeyi unutmayın oldu mu ? 

Haydi ne duruyoruz başlayalım o zaman ! 

RENKLERİN TARİHİ / THE HISTORY OF NATURAL DYE

Öncelikle hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun..

Akşam vereceğimiz 29 Ekim konseri öncesinde biraz zamanım var, ben de bu zamanı renkler ile haşır neşir olarak geçireyim dedim. Doğal boyama ile ilgili olan kitabımdan çalışmaya başladım. Kimyasal kısmına girdiği noktada bazı yerleri anlayamasam da zorluyorum kendimi..

Renklerin tarihini bilmek istiyorum, sentetik ne zaman hayatımıza girdi ne zaman doğal olandan uzaklaştık öğrenmek istiyorum. Acaba hep doğal olanı kullanmayı tercih edebilir miydik ve bu seçim doğaya zarar verir miydi?

Yaptığımız gezilerde, yıllar öncesinden kalmış mağarada bulunan çizimleri ya da arkeolojik kazılardan çıkan kumaşlardaki renklerin canlılığı ve bu zamana kadar hala durabiliyor olması bize doğanın bıraktığı sürprizlerden sadece bir kısmı. İnanılmaz birşey bu.

Doğal boyarmaddeler ve sağladıkları renklerin tarihini okuduğum kaynaklar doğrultusunda, dilim döndüğünce size aktarmak istiyorum.

3 MİM BİRDEN

Biriken soruları cevaplama vakti geldi, malum bir top atıldı, tuttuk dedik söz verdik. Geç olsun güç olmasın dedim ve başladım yazmaya..

NELER YAPIYORUM / HERE & NOW

Bakalım bu ay neler yapıyorum ?  Kafamdakilerin çok küçük bir yüzdesini yapmaya fırsat buluyorum ama tabii ki bunun beni strese sokmasına izin vermiyorum. Bunun için defterler var, hemen minik notlar alıp şunu şöyle yapsam diye kenara çiziktiriyorum.

Onun dışında Ankara'ya döndüğümden beri prova konser derken hızla sezona başladık. Aralık sonuna kadar her hafta konserimiz var.

Çok da uzatmadan listeye geçeyim.

" ÜRETEN KADINLAR " - SALAŞ RESSAM BERESİ BY HÜRREM ARSLAN

Araya giren tatil ve saat farkı nedeniyle bu seriye üzülerek ara vermiştim ve bu ay yazıyı hazırlamaya tekrar fırsat bulabildim.

Bu sefer biraz farklı olacak, neden mi ? Soru cevaptan ziyade, sizi instagramdaki paylaşımlarını ve üretimini çok sevdiğim sevgili Hürrem  Arslan 'nın herkesin yapabileceği bir tarifi ile buluşturmak istedim. Ürettikleri neden mi bu denli hoşuma gidiyor ? Çünkü tüketmeye değil üretmeye teşvik edip elde olanı kullanmayı ısrarla vurguladığı için..

Evet bizim bu dönemde tam da ihtiyacımız olan şey, sosyal medyanın sürekli artan hızına ayak uydurmayı bir kenara koyup ihtiyaçlarımız doğrultusunda elimizdeki imkanlar ve malzemelerle yaratmak.

Sevgili Hürrem de yaklaşan soğukları öngörüp harika bir bere tarifi hazırladı bizim için. Yine tam da ihtiyacımız doğrultusunda, az ve öz malzeme ile şahane bir iş çıkardı. 

Buyrun keyfini çıkarın, kendi dilinden Hürrem ve onun salaş ressam beresi;

R E Y K J A V I K

Rüyamda İzlanda'yı gördüm, uyandım, uyanır uyanmaz da fotoğraflara baktım. Keşke kokular da hatıra olarak saklanabilse, ama biliyorum bir gün o koku ya da onu çağrıştıracak birşey beni tekrar o ana götürecek. Zaten böyle değil midir ? Tanıdık bir koku insanı çocukluğuna bile götürür.

Şimdi Ankara'da olsam da aklıma orası düşüp fotoğraflara baktıysam, sizinle de paylaşma zamanı gelmiştir diye düşünüyorum.

Bugün biraz Reykjavik'te gezelim.

HOBİUM - RENK, DOKU VE İÇERİK / HOBIUM AND LA MIA YARNS

Döner dönmez kapımda beni bekleyen hem de içi en merak ettiğim yünlerle dolu bir sürprizle karşılaşmak kadar harika bir şey olamaz.

Bilenleriniz vardır, Hobium internet üzerinden yün tedarik etme konusunda bir numara. Hele ki kendi markaları La Mia benim kullanmaktan en memnun olduğum ip. Benim için yünlerin renkleri ve dokusu kadar içeriği de çok önemli. İçinde sentetik olmasını tercih etmiyorum ve La Mia'da hem saf içerik hem de harika renkler bulabiliyorum.

200 motiflik çılgın battaniyemin cıvıl cıvıl renklerini La Mia Cottony kullanarak elde etmiştim. Yüzde yüz pamuk olması ve böyle muhteşem renklerin olması beni kendine aşık etti zaten. 

Hazır kış kapıda, bir sürü yün içerikli yeni ürünler çıkarmış La Mia. 

Birkaç favorim oldu sizinle paylaşmak istediğim. 

EKİMİ EVDE KARŞILAMAK

Uzunca bir yoldan sonra sonunda evdeyim ama bir yarım Kanada'da, o yüzden evde olmak güzel ama bir o kadar da yarım.

Eve gelene kadar İstanbul'da dondum, Ankara'da kavruluyorum. Ama akşamları da kalorifer yakmaya başlamışlar. Kafa iyice karıştı anlayacağınız. 

NİAGARA ŞELALESİ / NIAGARA FALLS

Yaşadığımız yerden oldukça yakın olan Niagara şelalesine gitmek çok kolay, böyle ünlü bir şelaleye komşu olup ziyaret etmemek olmaz dedik ve yola koyulduk. Yol kenarında Ontario bölgesinin üzüm bağlarını seyrederken üzüm yetişebilen bir bölgede olmak, ne yalan söyleyeyim sevindirdi.

Bir yerden bir yere gitmek arabanız olmasa da kolay, çünkü çok ucuz fiyatlara günlük araba kiralayabiliyorsunuz, benzin deseniz Türkiye ile kıyas kabul etmez, çok daha uygun. Bence bu ekonomik kriz ile Türkiye'de arabaya binmek ne yazık ki imkansız hale geldi gibi gözüküyor. File torbanızı da hazırladığınız yolluk ile doldurduktan sonra çok ufak masraf ile bir gezi planlayabiliyorsunuz.

SONBAHAR GELMİŞ BALKABAKLARI ÇIKMIŞ / ST. JACOBS FARMERS MARKET

Sanırım hayatımda hiç bu kadar çok balkabağı çeşidini bir arada görmemiştim. Nasıl güzel bir turuncu öyle anlatamam. Bu kadar çeşidi görünce zevkten dört köşe olan ben, mis gibi çorba olur bundan diye hemen satın almak istedim tabii,.. Neyse ki pazarcıya sordum, adam biraz güldü.. Minik olanlar dekor için yetiştiriliyormuş. Çorba için biraz daha biçimsiz şekilde olanlar kullanılıyormuş. Aslında tam da yapılmaz demedi ama çorba için satın alan birini de görmemiş. Ben yapardım da cesaret edemedim, gösterdiği diğer kabaktan aldım. Çok merak ediyorum nasıl olacak acaba ?

Bugün Waterloo'ya yakın bir kasabada pazara gittim. Kanada'da pek birşey bulamayacağız derken burada, hem de Ontario bölgesinde yetişen bir sürü sebze - meyve gördüm.. İthal etmiyorlar, yetiştiriyorlar, çalışıp üretiyorlar... Karpuzdan şeftaliye, şarap üzümünden domatese kadar herşey var.. Lezzetli de.

NELER YAPIYORUM / HERE & NOW

Bu hafta çok dengesizdi.. 2 gün şiddetli yağmurla üşüdük, sonbaharı hissedip, sıcak çayımızı aldık içimize kapandık. Bugün ise tekrar yaz geldi, havaya göre değişen ruh halimi söylemiyorum bile.. Saçlarım nemli ya da kuru havaya nasıl tepki veriyorsa, ruh halim de her havaya göre değişiyor sanki..

Bu sene sonbahar sendromu yaşamıyorum, sanırım sonbaharla barıştım. Büyüdüm mü acaba ? Hatta kapalı havanın tadını çıkarır oldum, ışığın yumuşaması gözlerime iyi geldi sanki..

Hele ki şu günlerde kendi renk kartelamı düşünürken bir miktar iyi bile geldi diyebilirim.
Evet sahi en çok hangi rengi yan yana seviyorum ben ? Bugünlerde en çok bunu düşünüyorum.
Ben daha düşünedurayım, siz de buyrun listeye bakın.

EVDEYMİŞ GİBİ HİSSETTİREN GRóTTA, İZLANDA / Grótta - ICELAND

Kokusu burnumdan daha gitmemişken Grótta'yı anlatayım isterim biraz..

Grótta, Reykjavik'e çok yakın ama Reykjavik'e bağlı olmayan bir kasaba. Kışın orada bulunursanız muhteşem kuzey ışıklarını görebilirsiniz. Ama hava güneşliyse de böyle bakmaya doyamayacağınız güzellikler sunuyor size.

Yürüyüş ve sakinliğin tadını çıkarmaktan başka birşey yapmadığım için burada şunu denemelisiniz ya da şu yapılır gibi fikirler veremeyeceğim. Ama söyleyin bana, insanlardan uzakta, içini ferahlatan okyanus havası eşliğinde yürümek varken başka ne yapmak istersin ki ?

HOŞ GELDİN EYLÜL, KANADA - YENİ EV VE BİRAZ İZLANDA

Yeni ay, yeni mevsim hoş geldin. Anlatacak çok şey birikti  ama nereden başlasam, hangi fotoğrafları koysam bilemiyorum. Bir ucundan başlamak gerek ve yeni evimizden merhaba diyorum...

NELER YAPIYORUM / HERE & NOW

Öncelikle herkese mutlu bayramlar ve İzlanda'dan sevgiler!

Biraz geç kalınmış ama bir o kadar kimsenin fark etmeyeceği bir "neler yapıyorum" yazısı hazırlıyorum. Sanırım herkes tatilde. Bende tatil hissiyatında çalışıyorum, neden öyle dedim e çünkü her gün farklı yerler görebiliyorum provalardan fırsat buldukça..

Reykjavik yazısı hazırlayabileceğim günü iple çekiyorum. Sanırım turistik bir yazıdan ziyade daha bir yerel olacak diye düşünüyorum. Gündelik İzlanda hayatı :)

Fotoğrafları derleme toplama işlemi artık yazı ne zaman hazır olur hep birlikte göreceğiz...

Zevkle hazırladığım listem için buyrun,

SANATSEVERLER BU YAZIYI MUTLAKA OKUMALISINIZ !

"YAŞASIN HAYAT" KÜÇÜK SALON'UN  YENİ PERFORMANSI FRİDA 

Sanatın her dalının içinin boşaltıldığı bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir ortam içinde varolmak, ürettiklerini seyirciye ulaştırmak çok çaba istiyor.  Biliyorum, siz blog komşularım gerçekten sanatla iç içesiniz ve belki destek olmak istersiniz diye size bir projeden bahsetmek istiyorum. 

MİMLENDİM ! YAZ ABUR CUBURU

Sevgili Öneri Makinesi'nin yaza yaraşır mimini Ağustos ayını bana kış gibi yaşatan 12 derecelik bir yerde hazırlıyor olmak biraz kafa karıştırıcı. Yine de içim yaz diyerek mimin ruhuna yakışır, Björk'ün memleketi Reykjavik'te bir plakçının penceresini de yazıya iliştiriyorum.
Buyrun tadını çıkarın..

200 DAYS OF GRANNY SQUARE 200. GÜN

Asın bayrakları, patlatın konfetileri 200 gün bitti..

Neymiş ? Sayılı gün çabuk bitermiş, bu vesile ile zamanın da nasıl uçup gittiğini hep birlikte gördük.

Bu benim battaniyemin önsözü olsun ve teşekkürlerimi yazayım istiyorum.

200 DAYS OF GRANNY SQUARE 191.192.193.194.195.196.197.198.199. GÜN

Gelirken yanımda getirdiğim, sıcakla birleşince insanı hayattan soğutan nemden tazeliğini azıcık yitirmiş çiğdemimi çitletirken size göre 199. günden bana göre 198. günün gecesinden merhaba diyorum. Biyolojik saatim Kanada, motif saatim Türkiye'ye göre ayarlı. Şaka bir yana yarın son gün ve yazısı özel olmalı diye düşündüğümden bugün kalan 9 motifi yayınlayım dedim. 

Geçen 9 günde, sıcağın bizi bayıltması sebebiyle pek de birşey yapmak istemesek de ben fagot çalışmak, Bora da makale yamak zorundaydı. Tam yaz sıcağından mayışmış bir halde koca bir kase dondurmayla La Casa De Papel'i izleyip, mola verdiğimiz zamanlarda da Profesöre ne olacak acaba diye düşünüp motifleri yaptım. 

O yüzden bu motifler bolca direniş içerir. Bu arada diziyi sevdim, hele ana fikrine bayıldım. 

O zaman hep birlikte Bella Ciao  

Neyse konumuza dönecek olursak, 9 tane birbirinden güzel motif buldum yine pinterestte. Motiflerimi mis gibi Ontario karpuzu ile de taçlandırdım. 200 gün boyunca motiflerin her mevsim meyvesi ile fotoğraflarını çektim değil mi ama?

Zaten 200 days of granny square motif meydan okumasından ziyade motif fotoğrafı çekme konusunda kendi kendime açtığım bir meydan okuma olmuş şimdi farkettim. 

Buyrun 9 motifim ! 

EZGİ'NİN PANOSU / EZGI'S PEACHY BOARD

Şu sıralar başka bir ülkede yeniden ev kurmaya çalıştığımızdan mıdır bilmem, hep ev eşyaları bakasım var. O yüzden Ezgi'nin Panosu - Ezgi's Peachy Board köşesinin ilk seçimleri ev eşyalarından oluşuyor.  

Benim olsa ne güzel olur dediğim cinsten hepsi. 

Bakalım hangileri hoşunuza gidecek. 

Mutlu hafta sonları. 

AĞUSTOS'U YENİ HABERLER İLE KARŞILAMA / WELCOME AUGUST

Kanlı ay tutulmalı koca bir ayı da devirdik.

Yemişini, bardacığını, üzümünü sevdiğim ağustos geldi gelmesine de burada bu saydığım meyvelerden yok, artık ucuza frambuaz ve yaban mersini yemenin tadını çıkartırım ben de.. Mis gibi Ontario karpuzu bulduk daha ne. Yazın karpuzsuz olur mu, olmaz tabii..

Başlıktan da gördüğünüz üzere, yeni aya yeni fikirler ile merhaba diyorum. Blogda yeni köşeler oluşturma heyecanı var içimde. Sevgi ve emekle, Üreten Kadınlar serime başlamıştım, devam da etmek istiyorum ama herkese biraz tatil rehaveti çökmüş sanırım. Bu seri sonbaharda devam edecek diye umut ediyorum, insanlar biraz daha ulaşılabilir olurlar diye düşünüyorum. 

200 days of granny square meydan okuması da 9 gün sonra bitecek, yerini dolduracak birşeyler olsun istedim.

"200 DAYS OF GRANNY SQUARE" 181.182.183.184.185.186.187.188.189.190. GÜN

190. gün bugün, geriye kaldı sadece 10 motif. 

Yanımda getirdiğim renklerim de azaldı ama son güne kadar dayanacak diye düşünüyorum. Son 10 günün motiflerini de az çok seçtim bakalım hızla sona doğru yaklaşıyoruz. 

Heyecan dorukta, 200 motifimi yamacıma alıp fotoğraf çekilmeme az kaldı. 

Listede 181. gün hariç bütün motifleri sevdim, bazen bir motif yapıyorsun istediğin gibi olmuyor. Neyse arada kaynar dedim yola devam ettim. 

İşte motiflerim; 

DOĞA SEVER FİLE ÇANTAM / NATURE - FRIENDLY CROCHET MARKET BAG

Geçen gün çılgın bir ip aldım, 500 gramlık bir yumak. Örmesen de yastık olarak kullanırsın öyle dolu dolu. %100 pamuk ve kalın bir ip. Sanırım en çok hoşuma giden de bu kadar kalın olması. Bundan şahane file çanta olur dedim ve zamanında aklımın köşesine kaydettiğim bir tarifi buldum. Aslında çabucak bitebilecek bir işi denemelerim yüzünden biraz uzattım. Tarifteki orjinal ölçülerle yaptım küçük oldu, söküp biraz kendimden eklemeler yapayım dedim. Aynaya bakınca sonuç muazzamdı ta ki dolaptaki bütün sebze - meyveleri bir heyecanla içine dolduruncaya kadar. Aynaya bakıp ne göreyim benim çanta uzamış. Demek ki neymiş kendinden bu kadar emin olup bence benim sayılar daha iyi oldu demek yokmuş. Yapanın bir bildiği varmış. 

Yalnız taban ölçüm iyi oldu, tabanı benim ölçülerimle ama boyunu dergideki ölçülerle yaparsak şahane olacak derim. Yoksa orjinal haline karnabahar sığmaz, benden söylemesi..

200 MOTİFİ NASIL BİRLEŞTİRMELİ / HOW TO JOIN GRANNY SQUARES

200 motifin bitmesine sayılı günler kala, kafamda iki önemli soru var. Birincisi yani bu yazımın konusu; motifleri hangi teknikle ve renkle birleştirmeliyim ? Daha karar vermedim, sanırım ilk önce bu yazıdaki her yöntemi deneyip gözüme hangisi hoş gelirse onda karar kılacağım. O yüzden bu yazının bana ve benim gibi karar vermemiş kişilere faydası olacağını düşünüyorum.

Gelelim ikinci soruya; battaniyenin kenarını nasıl yapmalıyım? Çok yakında bu konu için de detaylı bir yazı hazırlayacağım.

Yazıda birleştirme tekniklerini iki sebepten dolayı ingilizce olarak yazdım. Birinci sebebi bu tekniklerin türkçe terimlerini bilmiyorum, ikinci sebebi ise pinterestte ya da youtube'da ingilizce olarak araştırdığınız zaman daha fazla sonuca ulaşabilirsiniz diye düşünüyorum.

"200 DAYS OF GRANNY SQUARE" 171.172.173.174.175.176.177.178.179.180. GÜN

180. günden herkese selam olsun. Son 20 güne girmiş bulunmaktayız. Türkiye saatine göre 7 saat geride olduğum için yazıyı yetiştirmek benim için zor :) Neredeyse günü biteceksiniz değil mi ama ?

Sabır ve istek neler yaptırıyor insana. Tabii motifleri yaptık bitti olmayacak değil mi ? Bir de bunun birleştirme süreci var ki o işin kışa kaldığı bir yandan da iyi oldu, soğuk kış günlerinde varlığıyla bile ısıtan bir battaniye yapmak keyifli olacak diye düşünüyorum.

Bu sıcak havalarda birleştirmeyi düşünmeyin derim. Tek motifte hissetmezsiniz de birleşen 10 motifin bacağınıza düştüğünde yaratabileceği sıcağı tahmin etmek istemiyorum şu an. Düşünürken içim yandı.

Fazla söze gerek duymadan, sizi renklerim ve motiflerimle buluşturayım isterim.

Bol domatesli kızartma kokulu mutlu hafta sonları dilerim şimdiden..
Sevgiler

KİLİM DOKUMAK İSTİYORUM / CREATIVE RECYCLED FABRIC RUG IDEAS

Kendimi bildim bileli, bizim yazlık ile bütünlemiş pembesi bol, renkli bir kilimimiz vardır, bilirim elde dokunmuştur. Ama nasılı ile hiç ilgilenmemiştim ta ki Toronto'da bir kızın elinde bizim pembe kilime benzer bir çanta görene kadar. Hemen araştırmalara başladım, eski kumaş parçalarından dokunmuş kilimleri kimler nasıl değerlendirmiş diye merak ettim bir sürü fikir buldum.

Kararlıyım, kilim dokumak istiyorum. Aslında basit, bir tezgah düzeni hazırlamak çok da zor değil ama sanırım kışa kalacak bu isteğim. Gereken şey; tezgah ve eski kıyafetlerden kesilmiş kumaşlar. Hoş ben eski t-shirtlerimi kesmeye kıyamıyorum, delikleri de olsa giymeye devam ediyorum. Bu kısım biraz beni zorlayacak sanırım. Artık bulacağız bir hal çaresini ne yapayım, yoksa nasıl dokurum kilimi..

NELER YAPIYORUM / HERE & NOW

Geldi ayın en sevdiğim zamanı..

Sıcak ama kavurmayan, penceresinden tatlı esintisi eksik olmayan, gökyüzü hep mavi, kuşları-böcekleri bizim oralardan farklı öten bir diyardan yazıyorum bu seriyi.. 

Çok fazla malzemem yok, temel ihtiyaçları alabildim gelirken. Yün, tığ, etamin, iğne, iplik, hatta elyaf bile getirdim valizde. Derler ya, az malzeme bazen yaratıcılığı arttırırmış. Arttırır inşallah ne diyelim. 

Listemi merak ediyor musunuz ? 

Buyrun o zaman.

"200 DAYS OF GRANNY SQUARE " 144.145.146.147.148.149.150.151.152.153.154.155.156.157.158.159.160.161.162.163.164. 165.166.167.168.169.170. GÜN

170. günden herkese merhaba, özellikle motifleri yayınlamayı bugüne kadar beklettim. Son 30 gün kala özel bir derleme olsun istedim..

5 aydan fazla süredir motif yapıyorum. Artık alışkanlığı geçtim hayatımın bir parçası oldu sanki. O değil de bitince baya bir boşluğa düşeceğim. Diyeceksiniz ki en önemli kısım birleştirme kısmı var. Var da ben onu hemen halledemeyeceğim sanırım. İzlanda- Kanada- Türkiye derken motifler gezemeyeceği için motifleri Kanada'da bırakayım diyorum. Sonra dönünce yaparım, böylelikle buranın kara kışında en azından beni hem ısıtır hem de oyalar :) 

Eğer birleştirme işleminizi benden önce bitirirseniz seve seve sizin battaniyelerinizi blogda paylaşırım... Ama ne yapıp edip motifler biter bitmez bir kaç tanesi birleştireyim ki içimde kalmasın. En azından başlamış olayım. 

LİMONATA TADINDA FİLM MARATONU

www.niseemade.com

Maratona geç de olsa katılıyorum. Aslına bakarsanız hem uzun yolu değerlendirmek hem de Bora ile izleyecek güzel filmler bulmak adına yola çıkmadan önce maratona katılacağımı düşünüp minik listemi hazırlamıştım bile.

Çoğunuz biliyorsunuz bu maratonu ama yine de anafikri nedir biraz bahsedeyim. Sevgili The Saglam's blog komşum Engineeringvibes blog komşum ile bir film maratonu başlatalım demişler adını da Limonata tadında film maratonu koymuşlar. Tek şart; 2016-2017-2018 yapımı izlemediğin filmlerden 30 filmlik bir liste yapmak ve 9 Haziran - 9 Eylül arasında filmleri izlemek.
Çıkıntılık yapmak istemem ama çok izlemek istediğim bir film 2015 yapımı ve listede, artık onu da görmezden gelin.

Ve dilersen yanına da mis gibi ev yapımı limonata hazırlamak. Burada limonun tanesi 1 dolar olduğu için tercihimi çaydan yana kullanacağım. Ne de olsa yanımda o kadar çaydanlık getirdim buralara..

MÜZİKLİ HAFTA SONU KARTI / WEEKEND MELODY CARD

Uzun süredir müzikli hafta sonu kartı hazırlamamıştım. Oysa ki, bir sürü de fotoğraf çekmiştim.. Dilhan'ım dedi ki bu hafta sonu yap..

Hafta sonunuz papatya gibi olsun...

Feist - Gatekeeper 

HOŞ GELDİN TEMMUZ, MERHABA KANADA

Herkese merhaba, 

saatler süren ama bir o kadar da kolay geçen bir yolculuğun ardından 5 gündür Kanada'dayım. Jetlag yaşamadım. Her zaman çok özenmiştim, çok ilgi çekici duyulurdu çünkü. Ama sanki hep burada yaşıyormuşum gibi hemen saate alıştım. Neden beni etkilemediğine dair bir fikrim yok ama aslında iyi de oldu hemen adapte olabildim havasına, suyuna.. 

Havaalanından inince nasıl kokar, fotoğraflarda rengi nasıl çıkar, insanları nasıldır diye çok merak ediyordum. İlk izlenimlerim çok güzel ve eğlenceli olduğu. Eğlenceli diyorum çünkü 1 Temmuz günü Kanada'nın doğum günüydü. Göl kenarında konser vardı, herkes almış piknik malzemelerini serilmiş çimlere, her yerde Kanada bayrakları ya da bayraklarındaki meşhur yaprakları.. Halk arasında kaybolmak, insanları nasıl diye görebilmek için güzel bir imkandı. Açıkçası pek de anlayamıyorum hangisi Kanadalı ? Çünkü çok fazla ülkeden göçmen var. O yüzden insan burada kendini göçmen gibi hissetmiyor.. Almanya'da bu hissi 4 yıla yakın süre hissettiğim için ilk izlenim olarak diyebilirim ki burası yabancı uyruklu insanlara karşı çok sıcak... 

MİM : KİTAPLAR KALBİMDEN VURUR

Uzun bir yolculuk öncesi kısa bir merhaba demek istedim. Öyle yoğun geçti ki bu ay, ne blogla ilgilenebildim, ne sizin yazılarınızı okuyabildim, üreten kadınlar yazı dizimi bile bu ay yetiştiremedim. Bir de üstüne sesim kısıldı, son konser açık havada oldu, fena üşütmüşüm.. 

Valizlerimi hazırladım, yarın Bora'ya doğru yolculuğa çıkıyorum. Uzun bir süre Kanada'da olacağım, 3 hafta kadar da İzlanda'da orkestrada çalışacağım inşallah. Değişik fotoğraflar ve yazılar sizi bekliyor olabilir, bence takipte kalın :) 

İlk defa deniz aşırı ülkeye gidiyorum, haliyle biraz heyecan var uzun yolculukla ile ilgili. İstanbul - Toronto uçağı makul fiyatlarda olsaydı Kedoşumuzu da alacaktım yanıma ama çok pahalı çok. Sanki uçaktan hisse veriyorlar. O yüzden ben de aktarmalı uçuyorum ve Kedoşu İstanbul'da Bora'nın ailesine bırakıyorum. 

Hele bir sağ salim varayım Bora'nın yanına, bütün maceralarımı yazarım zaten.. 

Hazır biraz vaktim varken bir mim vardı sevgili Periodic Library beni uzun zaman önce mimlemişti, o yazıyı yazayım dedim. 

NELER YAPIYORUM / HERE & NOW

Elimde kahvem, bilgisayarın başına nihayet oturup da bir iki satır birşeyler yazıyor olmanın mutluluğu içerisindeyim. 

Mutluluk içersindeyim de, neler yaptın da neler yazacaksın desenize ? 

Neler mi yaptım ? Bol bol prova, konser.. Araya bayram girdi, teyzem geldi, Ankara'da turistçilik oynadık, yürüdük de yürüdük. Ormanda piknik yaptık, şansımıza dört yapraklı yonca bile bulduk.. 

He bir de yarın 150. günü olacak biriciğim canım meydan okumamın motifleri.. 

"200 DAYS OF GRANNY SQUARE" 125.126.127.128.129.130.131.132.133.134.135.136.137.138.139.140.141.142.143. GÜN

144. günden herkese merhaba,

yine bir sürü motif biriktirmişim. Böyle daha zevkli oluyor boşver.

Bugün hem bayram arifesi, hem rahmetli anneannemin doğum günü. Teyzem de İzmir'den geldi, şimdiden evde bir bayram havası. Bir tek Bora'cığım yok ama az kaldı çok az..
Kavuşmada son 2 haftaya girdik inşallah..

Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik, benim meşhur 200 günlü motifin çıkış kaynağı buydu. Bora ile tekrar buluşmamıza kadar geçen günleri saymak ve kendimi oyalamak adına kendi kendime meydan okuma başlattım. Aslında daha az gün olacaktı ama ben ortalama 200 olsun dedim.. İyi ki de başlatmışım, sizleri tanıdım, sizden gelenlerle blogum canlandı. Kendimi bu süre içinde yalnız hissetmedim. İyi varsınız Örenbayanlar :)

SEVDİĞİM ŞEYLER / THINGS THAT I LOVE

Beni biliyorsunuz artık, en sevdiklerimdendir kanaviçe..

Ne yaratıcı insanlar var, kanaviçeyi böyle sanat haline getirip sokakları ve evleri şenlendirmişler.

Ben sevdim, bakalım siz sevecek misiniz ?

Mutlu haftasonları.

EZGİ'NİN KERMES MACERALARI VE HOŞ GELDİN HAZİRAN

Benim için geri sayımların başladığı güzel ay Haziran hoş geldin..

Geçen haftasonu İstanbul'dan bir doz Şirintoş enerjisi aldığıma göre, yapmam gerekenlere başlayabilirim diyorum.

Yapılacak pardon yazılacak listemin başında iki kermes heyecanım var. İlk macera ya, yazmazsam olmaz.. Geçen yıl bahar şenliğinde benim de bir masam olmasını dilemiştim. Gerçek oldu. Heyecanla başladığım hobim blogla birlikte daha da derinleşti ve ilk defa sergilendi. Yeni şeyler öğrenmek güzel, birşeylerde acemi olup, tekrar öğrenmeyi deneyimlemek, öğrenci kalabilmek bence bu hayattaki en önemli şey.

Hızlı geçen bir ayın ardından artık anlatabilirim neler oldu..

EZGİSSİMO SÜRPRİZ KUTU ACABA KİME ÇIKTI ?

Çekiliş için süre belirtmemişim, şimdi farkettim. Ama hedefim mayısın son günü çekilişi yapmaktı. Katılan ve yorumlarını eksik etmeyen 41 kişiye teşekkürlerimi iletiyorum. 

Öyle güzel yorumlar yazmışsınız ki, gerçekten bir yılda bu kadar güzel insana ulaşabilmiş olmak beni çok mutlu etti.. 

"200 DAYS OF GRANNY SQUARE" 103.104.105.106.107.108.109.110.111.112.113.114.115.116.117.118.119.120.121.122.123. 124. GÜN

125. günden merhaba,

mis gibi bir hava,  yağmur yağmış, güneş açmış, çamlar harika kokmuş.
Bu sefer bölmeden 22 motifi de fotoğrafladım ve motifleri bulduğum linkleri de ekledim.

Bir tek bugünün motifi eksik onu da akşam yaparım artık.
Uzun süredir hepsini yan yana koymuyordum, geçen gün şöylece dizdim de bayıldım bayıldım. Herkesin battaniyesi tek olacak, dünyada bir tane :)
Benim ki tam bir renk cümbüşü oldu, olsun ben onu Aysel Gürel havasıyla seviyorum. Bugünkü başlığım da efsane oldu yaz, yaz bitmek bilmedi.

MİMLENDİM - BLOG MUHASEBESİ MİMİ

Bizim mahallenin okuması da yazması da en eğlenceli yazıları mimler.
Kısa sorular, kısa cevaplar. MİS.

Sevgili Blogcu sultan bir mim başlatmış, başlattığı gibi beni mimlemiş, üstüne sevgili İman Power'da beni mimleyince artık bu yazıyı hazırlamak şart oldu.

Hazır blog birinci yaşına girmişken, pek uygun oldu muhasebesini yapmak.

Sorulara başlamadan önce son bir hatırlatma, blogun 1. yılına özel "ezgissimo sürpriz kutu" çekilişi var. Katılım için son günler, hala katılmadıysan kaçırma derim.. Çekiliş yazısı için buraya bir tık yeterli.

NELER YAPIYORUM / HERE & NOW

Provaya gidip, provada benim çaldığım eserin çalışılmayacağını öğrendiğim zaman boşa çıkan günümü değerlendirme planımın başında bu yazıyı hazırlamak vardı ama yine günün sonuna bırakmayı başardım..

Annem ve babam burada, hava da mis dedik attık kendimizi Bilkent çayır çimenlerine...
Gelinciklerin rengi nasıl güzeldi anlatamam. Kanada'ya da bahar gelmiş artık, bugün Bora çılgın kazlar Osman ile Niyazi'nin fotoğrafını yolladığında farkettim ki, ortalık yeşermiş, çiçekler açmış..

"200 DAYS OF GRANNY SQUARE" 90.91.92.93.94.95.96.97.98.99.100.101.102. GÜN

113. günden merhaba,

bugün yarın fotoğraf çekerim derken, günler koştura koştura geçip gitmiş. En son motif yazısını hazırladığımdan beri 24 gün geçmiş. Fotoğrafı çekilip, düzenlenmesi gereken 24 motif demek oluyor bu..

Stand için güzel hazırlık yapayım derken canım projemin motiflerinin çekimlerini ihmal etmişim.
Şöyle bir karar verdim, bu 24  motifi bölerek yayınlayacağım, başlığı bile bir satıra sığmaz, yazısı ve fotoğrafları ile bunaltmasın dedim.

102. gün dahil 13 motifi bu yazıda bulabilirsiniz, her zaman olduğu gibi tariflerinin bulunduğu linkleri de ekledim.