HOŞ GELDİN TEMMUZ, MERHABA KANADA

Herkese merhaba, 

saatler süren ama bir o kadar da kolay geçen bir yolculuğun ardından 5 gündür Kanada'dayım. Jetlag yaşamadım. Her zaman çok özenmiştim, çok ilgi çekici duyulurdu çünkü. Ama sanki hep burada yaşıyormuşum gibi hemen saate alıştım. Neden beni etkilemediğine dair bir fikrim yok ama aslında iyi de oldu hemen adapte olabildim havasına, suyuna.. 

Havaalanından inince nasıl kokar, fotoğraflarda rengi nasıl çıkar, insanları nasıldır diye çok merak ediyordum. İlk izlenimlerim çok güzel ve eğlenceli olduğu. Eğlenceli diyorum çünkü 1 Temmuz günü Kanada'nın doğum günüydü. Göl kenarında konser vardı, herkes almış piknik malzemelerini serilmiş çimlere, her yerde Kanada bayrakları ya da bayraklarındaki meşhur yaprakları.. Halk arasında kaybolmak, insanları nasıl diye görebilmek için güzel bir imkandı. Açıkçası pek de anlayamıyorum hangisi Kanadalı ? Çünkü çok fazla ülkeden göçmen var. O yüzden insan burada kendini göçmen gibi hissetmiyor.. Almanya'da bu hissi 4 yıla yakın süre hissettiğim için ilk izlenim olarak diyebilirim ki burası yabancı uyruklu insanlara karşı çok sıcak... 

Nasıl mı buralar ? Önüm, arkam, sağım, solum hep park. Minik göller, bol ağaç, kaz, sincap ve kunduzlarla dolu her taraf.. Sincaplar, buranın sokak kedisi gibi birşey.. Dobişik kunduzları (beaver) görmeniz lazım her an heryerde karşınıza çıkabilir. 

En önemlisi, hep bahsederim Alpaka görmek istiyorum diye.. Arkamızdaki parkta hem Alpaka var hem de Lama.. Yeni komşularım, çünkü markete gitmek için hep yanlarından geçmek lazım. 

Bu komşuluk kimseyi bu kadar mutlu edemezdi sanırım.. 

İlk gördüğüm gün öyle sıcak vardı ki, bizim alpaka minik su havuzuna batırmış ayakları hiç kıpırdamıyordu bile.. 

Su havuzundaki alpakanın adını NURİ ALPAÇO koyduk.

Ayakta, canım çok havalıyım pek fotoğraf havamda değilim ama hadi çek der gibi poz veren ise komşumuz Lamanın adını ise Dalai LAMA koyduk.. 

Gelelim havaya, kavruluyorum sanırım.. Hava aşırı nemli ve sıcak. Hiç böyle hayal etmemiştim. Sonuçta Kanada yani.. Sanırım yazı da kışı da biraz uç noktalarda yaşıyor burası :) 

Balkonu olan bir evde yaşıyoruz şimdilik, şimdilik diyorum çünkü Eylül'de başka bir ev bulmamız gerek. Ev konusu biraz zor iş buralarda. Umarım işler yolunda gider, çabucak hallederiz. 

En büyük hayalim balkonun biraz tadını çıkartayım diye, sürekli balkonda durmak istiyorum. Hatta size şu an oradan merhaba diyorum. 

Evler çok güzel burada, üçgen çatılı her tarafı ağaçlarla kaplı evler var. Aslına bakarsanız, daha önce görüp bildiğim yerlere pek benzetemiyorum. Avrupa'ya hele hiç benzemiyor. Öyle eski binalar yok, çünkü oldukça yeni bir ülke Kanada. Amerika'yı görmedim ama Amerika'yı tanıyıp bilecek kadar film izledik hepimiz. Oralara çok benziyor. Fotoğraf çekiyorum ama gördüğümde yaşattığı hissi pek de yansıtamıyorum. 

Evlerin olduğu sokaklar nasıl biliyor musunuz? Sanki bir anda Stranger Things'teki çocuklar bisikletle yanımdan geçecekler gibi. Çok benzettim o evlere, yollara... 

Parkta motifleri çekecek bir kaç yer buldum, yakında Kanada motifleri gelir artık :) 

Haydi benden şimdilik bu kadar.

Sevgiyle kalın..