Ay’ın doğuşunu farketmemden hemen önce, bir saksağan soldaki ağaçtan boşluğa balıklama süzüldü. Keyif aldığı her halinden belliydi, tekrar tekrar aynı hareketi yaptı. Bilmiyorum belki aynı kuş değildi, bana öyle geldi, kim bilir?
Cümlelere o saksağan gibi ortadan dalmasam, bloga başka türlü dönemezdim. Uzak kaldım, gidip gelen ruh halim yazdıklarımı yayınlamaya pek müsait değildi. İnstagram biraz daha kolaydı, hiç bir şey yazmadan da bir fotoğraf koyabildim ya da hikayede bir manzara paylaştım. Ama blog farklı, yazarken duygularım daha çok yansıyor, üzüntüm buraya yansısın istemedim.