NELER YAPIYORUM MEYDAN OKUMA #23 - 28 DAY BLOG CHALLENGE DAY #23

Meydan okumanın son günlerine geldik bile, nasıl da güzel oldu. Daha ne çok şey yazarım da sabrediyorum, son güne saklıyorum söyleyeceğim herşeyi..

Bugün ayrı bir sevinçliyim, en sevdiğim seriyi herkes yazacak, yazılanları okumak için sabırsızlanıyorum. Kendi yazımı bir halledeyim, ikinci kahvemi hazırlayıp hepinizi ziyarete geleyim diyorum. 

Seviyorum : Her gün yazı hazırlama zorunluluğum olduğu için meydan okuma sayesinde yazmayı çok sevdiğimi farkettim. Hava çok güneşli son günlerde, güneşi çok seviyorum çok. Blog mahallesini çok seviyorum. 

Yiyorum : Özel bir şey yemiyorum, kuru bakliyat vazgeçilmez, bulması kolay, tadı olay :) 

Dur dur, geçen Toronto'da türk market keşfettik, herşey vardı.. Bal bir de turşu aldık, biberiye turşusu var ya ondan, en sevdiğim. 

İçiyorum : Bol su, akşam çay keyfi, sabahları ve bazen akşamüzeri sütü bol köpürtülmüş kahve.. Her zamanki gibi 

Hissediyorum : Sabırsız hissediyorum bazen, sabırsız olunca acele edesim geliyor. Bu benim en tipik özelliğim aslında. Bazı şeyler hemen olsun istiyorum ama yetişkin tarafım da sabretmen lazım diyor, bunu biliyorum da işte engel olamıyor insan kendine.. 

Yapıyorum : Şimdi açıkça söyleyim, bu ay el işleri çok da hızlı ilerlemedi.. Bir iki şey yaptım tabii boş durmadım ama blogla daha fazla ilgilendim. 

Ama bu ay meydan okuma bir bitsin, bir kaç yeni plan daha var kafamda, hayırlısı bakalım :) 

Geçen yazımda bahsediyordum ya, sıcak su torbasına kılıf örüyorum. Örgü klübünde örüyorum genelde, evde daha çok dikiş ve tığ işi yapıyorum. O yüzden biraz ağır ilerliyor. Cuma akşamları örgü klübümüz var, hem ingilizcemi geliştiriyorum hem de örgü ile ilgili herşeyi sorabiliyorum onlara.. Çok yakında hayalimdeki kazağa başlayabilirim gibi gözüküyor.. 

Bir yastık kılıfı yaptım. Hakkında daha detaylı yazacağım ama kısaca göstereyim. 

Gelelim en eğlendiğim ama çok da yavaş ilerleyen projeme. Birkaç ay önce doğal boyama yöntemi ile ilk renklerimi elde etmiştim, biraz beklediler, renkleri iyice oturdu. Ben de hayalimdeki patchwork yastık kılıfına başladım. Çok sabırlı olmam lazım, dikiş makinem yok elimde dikiyorum. Boyasından, dikişine kadar hepsi emek olduğu için çok kıymetli benim için.. Renkleri de çok özel, çünkü satın almadım, doğanın yardımı ile elde ettim. 

Boyadığım kumaşlardan birine basit bir el nakışı yaptım, iki parçayı birleştirip içine elyaf doldurdum. Böylelikle iğnedenliğim hazır oldu, şu sıra en çok ihtiyacım olan şeydi..

Düşünüyorum : Ailemi özlüyorum onları düşünüyorum  en çok, aklıma düşen fikirleri düşünüyorum. Dedim ya biraz sabırsız hissediyorum diye, hemen yapabilmek istiyorum aklıma düşeni ama zaman alıyor işte..


Hayalini kuruyorum : Hayalsiz yaşanmaz o yüzden bolca hayal kuruyorum. Ama en büyük hayalimiz, çok gezmek, inşallah.


Okuyorum : Çok blog okudum bu ay, güzel de oldu. Bir de Masal Terapi isminde bir kitap var çok güzel masallar var içinde, birer birer okuyorum.


Dinliyorum : Natalia Lafourcade dinliyorum. En sevdiğim şarkısı La Llorona 


İzliyorum : Güzel diziler izliyorum. Son bölümünü heyecanla beklediğim True Detective. Gerçekten bu sezon çok iyi iş çıkarmışlar, hele oyuncular. Çok sevdim.

Netflix'te yeni bir diziye başladık, The Umbrella Academy, çok tatlı, yaratıcı ve eğlenceli. Bu arada dizi Toronto ve çevresinde çekilmiş. Havalar ısınsın size o yerleri fotoğraflayım istiyorum.

Bir de The Handmaid's Tale 'i izliyorum, moralim bozuluyor izlerken biraz depresif bir dizi bana kalırsa, hele bir kadın olarak daha da etkileniyorum, ruhum daralıyor ama çok kaliteli bir dizi..
Bu dizi de bize çok yakın olan Cambridge'de çekilmiş, dün oraları görmeye gittik bol bol fotoğraf çektim, yazısını meydan okumadan sonra yayınlarım artık..

Hüzünlendim şimdi son 5 yazı kaldı meydan okumanın bitmesine...
Sevgiyle kalın.