Çok şükür bugün uyanabildim, uyandığımda güneş her zamanki yerindeydi, Bora sağlıklıydı, hava temizdi, nefes alabildim, su içmeye yürüyüp, içtiğim suyun tadını alabildim, çok uzakta olsam da "ben uyandım, günaydın" diye annemle babama ses edebildim, şükür onlardan cevap geldi, sağlığım yerinde, yediğimin tadına varabildim şükür. Tüm rutinim dediğim, bazen farketmediğim ama en büyük şükür sebeplerim.
Bunlar varsa, daha neye ihtiyacım olabilir ki diye soruyorum kendime.. İhtiyacım olan su ise, portakal suyu isteğim olabilir ancak.
Ama insanız, elbette başka ihtiyaçlarımız oluyor, mesela evde kendi çamaşır makinemizin olmasını isterdim ama bu ülkedeki apartmanlar buna göre inşa edilmemiş, ortak çamaşırhane var, isterdim ama bu şartlar altında da yaşayabiliyorum. Sıkıntı değil yani..
Çok duyarım, imkanlarımız kısıtlıyken her şey daha samimiydi diye..
İmkan veriliyor ama yan etkisinden kimse bahsetmiyor. Oysa söylemeliler, gereğinden fazla kullanıldığı takdirde mutsuz eder diye..
Ama biz tam tersini düşünüyoruz, verilen imkan ile mutlu olunur sanıp, bir döngünün içinde buluyoruz kendimizi.
Mutsuz hissediyoruz, imkanımız var ya satın almak istiyoruz, satın alıp anlık haz ile tatmin olup, madde ile mutlu olduğumuzu düşünürken manevi değerlerimizden bir tık daha uzaklaşıyoruz... Döngüde kaybolana kadar devam edip gidiyor bu...
Çocukları bir düşünün, başta bizim onlara sunduğumuz imkanlar kadar görürler dünyayı. Önlerine çeşit çeşit oyuncağı yığıp onları yaratıcılıktan yoksun bırakırız ya da tam tersi az oyuncakla yaratıcılığın sınırsız kapılarını aralarız..
O yüzden kendim için en büyük dileğim; maddi ihtiyaçlarım beni yaşatabilecek düzeyde karşılansın ki maneviyatımı kaybetmeyim, çok oyuncak ile şımarıp hayal gücümü kendime küstürmeyim.
Manevi destek mi, işte ona hep ihtiyacım var, kimin yok ki ? Eşimin, ailemin, candan bir arkadaşımın sevgisi, kelimeri, nefesi... Bilirim onlar en büyük destekçimdir. Kıyamam Kedoşumun bile desteği paha biçilmez, hasta olursun hastabakıcı gibi başında bekler, kendince hırıl hırıl nefesi ile destek olur..
Bunlar en kıymetli şeyler, varsın bir tabak eksik olsun...
Diyeceğim o ki çok olup, az olduğu zamanlardaki samimiyeti arayacağıma, çok olmasın ama samimi olsun diyip alabilecekken almamayı tercih ederim...
Tebrik edilecek bir hayat felsefesi. Anadolu insanının özünde de bu bakış vardır aslında. Yeniden hayata döndürmek gerek.
YanıtlaSilEskiden bir kaset alır, çevire çevire dinleyip ilk bakışta çok sevemediğimiz şarkıların bile büyüsünü keşfettiğimiz olurdu. Şimdi binlerce şarkı emrimize amade ikimci bir şans vermiyoruz hiçbir şarkıya. Albüm dinlemeyi unuttuk.
YanıtlaSilAlabilecekken almamak
YanıtlaSilBu erdem aslında
Azla yetinmek
Keşke hepimiz bunu yapabilsek
Azıcık aşım kaygısız başım :-)
YanıtlaSilÇocuk örneği harikaydı. Gerçekten fazla seçeneği olan çocuk hayal kurmayı terk ediyor, üzücü. Bizim de az olsun öz olsun, hayallerimiz ve manevi değerlerimiz çok olsun ❤
YanıtlaSilŞükür.
YanıtlaSil