RENKLERİN 50 GÜNÜ / 1. gün bergamot

Benim dilimde renkler bir ifade biçimi; kelimeler, hisler birer renktir, küçük parçalar günler süren emekle en sonunda da birleşir ve elle tutulur bir şeye dönüşür. Parçaların birleştiği üretim sürecindeki o dönüşüm ise en kıymetlisi...

Kopuk kopuk bir çok düşüncenin birleşip, bir bütün olup -neye bilmiyorum- bir şeye dönüşmesini çok istiyorum, aynı zamanda yaşam enerjisinin canlılığını koruması için harekete ihtiyacım var. Tıpkı yel değirmeninin enerji üretebilmesi için rüzgara ihtiyacı olduğu gibi...

Bitince ne olacak bilmiyorum, sadece her gün küçük bir parça ortaya koyup; kelime, renk, his, şarkı, koku, tat artık ne varsa o gün dökülmek isteyen, renklerle buluşsun diye yola çıkıyorum.

Sayılarla pek aram yok ama hedefim 49 parça + 1 ile renklerin 50 gününü tamamlamak. 

1. Gün: BERGAMOT 

Bugün bir kahve denedim, Tchibo - Bette Buna Ethiopia. Tadı fena değil, 1950 -2200 metre civarı olduğu için damak zevkime denk geldi. Fakat bir kokusu vardı ki, işte o tüm bu fikre ilham oldu. Bergamot! Bir atmosfer düşünün ki kahve ve bergamot birlikte koksun, o da en tanıdık koku olsun.

Oturdum araştırdım, bergamotun renk paletine baktım. Meyveleri limona benzeyen bu bitkinin renginde yeşiller, sarılar var, bir de vahşi bergamot varmış onun da vahşi mor çiçekleri varmış. 

Hoş kokusu sayesinde bir çok şeye iyi geldiği gibi kalbe de iyi gelirmiş... 

Hadi bakalım bergamot renk paleti, kokusu ile birleşip ilk parçayı oluştursun. 

İyi yolculuklar Ezgicim, rengin ilhamın bol olsun.