YENİ YIL ÇEKİLİŞİ

pinterest

Blogumun ilk yılından beri gelenekselleşmiş yeni yıl çekilişimi başlatıyorum!

Türkiye'de olacağımdan, kargo işini rahatlıkla çözebileceğimi düşünüyorum. Çekiliş tüm blog arkadaşlarıma açık, yurtdışı, yurtiçi farketmez. Sadece benim blogu takip edip etmediğinizden emin olun bana yeter.

Hediye vermeyi çok seviyorum, çekilişte ne hediye edeceğim ise sürpriz :)
Az çok beni tanıdınız, merak etmeyin eğlenceli bir paket hazırlayacağım!

Haydi o zaman katılmak isteyenler 30 Aralık'a kadar yorum bıraksın. Ben de çekilişi 31 Aralık'ta yapayım. Ocak ayında da hediyenizi yollarım. Ne dersiniz?

Sevgiyle kalın.

YILBAŞI SÜSÜ, ELF TARİFİ - ELF, THE CHRISTMAS ORNAMENT / FREE PATTERN

Söz verdiğim gibi yılbaşı ağacı süslerine ikincisini eklemek için yakışıklı Elf tarifini hazırladım.  Yeşil şapkalı, kırmızı çizgili ve uzun kulaklı Elfimiz renkleri ile yeni yılı andırsa da bana daha çok Karşıyaka Spor taraftarı gibi gözüküyor. Belirtmeden edemeyeceğim, her ne kadar takım tutmasam da Güzelyalı'da büyümüş olmanın hatırına Göztepe'liyim :)

Bir önceki melek tarifi ile benzer noktaları olan yakışıklı Elf bana kalırsa biraz daha kolay ve saçı 3 tel olduğundan daha az uğraştırıyor. :)  

Lafı fazla uzatmadan anlatayım, siz sevdiklerinize son dakika el yapımı bir hediye vermek isterseniz hemen örmeye başlayın. İster arabaya, ister ağaca ya da mutfak dolabına. Yap bir Elf, bak arada!
Her baktığında pembe yanakları sana mutluluk versin. 

SEVDİĞİM ŞEYLER / THINGS THAT I LOVE

Sizi son zamanlarda gördüğüm en yaratıcı insanla tanıştırmak istiyorum. Gündelik kullandığımız malzemeleri minyatür karakterlerle nasıl da birleştirmiş görmelisiniz. Yarattığı her kompozisyonunda  yaratıcılığını daha da geliştiren Tatsuya Tanaka; minyatür takvim yolculuğuna 2011 yılında başlamış ve hala devam etmekte.

"Herkes hayatının bir döneminde brokoli ya da maydonozu bir ağaç olarak hayal etmiştir" sözünü savunan Japon sanatçı Tatsuya Tanaka'nın hayal gücünü keşfetmeye başladıktan sonra, eminim siz de gördüklerinizi farklı yorumlamaya başlayacaksınız.

2011'de başlayan bu serüveni incelemek isterseniz web sitesine bakmanızı tavsiye ederim. Bugün ne hayal etmiş acaba derseniz instagram hesabını @tanaka_tatsuya takip edebilirsiniz.

Gördüğümde hayran kaldığım çalışmalarından birkaç örnek ile yazımı sonlandırıyorum.
Sevgiyle kalın!

İlham kaynağınız bol olsun!

Fotoğraflar www.miniature-calendar.com adresinden derlenmiştir. 

YILBAŞI SÜSÜ MELEK TARİFİ - ANGEL, THE CHRISTMAS ORNAMENT- FREE PATTERN

Yeni yıl ruhuna uyan, ister yeni yıl ağacını, ister hediye pakedini süslemek için kullanabileceğiniz şirin, renkli en önemlisi kıvırcık bir melek tarifim var.

Bir diğer önemli detayı, pembe yanaklarının olması, malum buralar soğuk, uçarken yanakları kızarıyor, tıpkı sağlıklı köy çocuğu gibi... 

Ben keyifle ördüm, dilerim siz de keyifle örersiniz. 

HOŞ GELDİN ARALIK!

Hoş geldin, yeni yıl ruhunu içinde barındıran Aralık.
Bembeyaz karlarımız bugün yağan yağmurla eridi, gitti. Eridiğine biraz da sevindim, çünkü bazı kaldırımlara tuz atmıyorlar ya da kazımıyorlar, işte o zaman buz pistine dönüyor yollar.

NELER YAPIYORUM / HERE & NOW

Kasım rüzgar gibi geçti, 4 konser, 4 tasarım başvurusu ve yeni yıl marketinden sonra hala yaşıyorum, çok şükür. Bitti sanmayın son market 7 aralıkta, sonra mola vereceğim, kendime söz :) Yoruldum ama güzel insanlarla karşılaştım, tüm yorgunluklar geçti gitti.

Bu arada bir de kutuplardan gelen bir soğuk hava dalgası ile boğuştuk ki sormayın. Ne güzelsin sonbahar derken bir anda -15 lerle birlikte kar geldi. Yaklaşık on gün sürdü ve şimdi mevsim normallerine geldik yani sıfır derece :)

MİM / HAKKIMDA BİLMEDİĞİNİZ 11 ŞEY

Tam kimse beni mimlemiyor diye içerleniyordum ki, sevgili Şeyma- Yaşasın Beyaz Flamingolar kucağıma bir top attı. Hemen yakaladım ve eğlenerek cevaplayacağımı düşünüyorum. Hoş bazı soruların hala cevabı yok kafamda ama, sorun yok, hallederiz.

DERGİ HEYECANI

Happily Hooked 

Kasımla birlikte kış da geldi dayandı kapıya, yapraklar düşemeden üstüne kar serpildi bile. 

Kar yağdı dediğime bakmayın, öyle lapa lapa değil de çatı tepelerini kaplayacak kadar sadece. 

Ama olsun, inşallah az kaldı sayılır aileme kavuşmaya, İzmir'de biraz olsun içimi ısıtmaya. 

Heyecanımı affedin, hemen söze giriyorum. Blog ile birlikte başladığım el işi maceralarıma en baştan beri tanık olanlarınız var. Dergileri ne kadar sevdiğimden de hep bahsederim. 

KIŞIN KULAKLARIMIZ ÜŞÜMESİN, KULAKLIK ÖRELİM - YARN&PROJECT #5

Cuma günü için kar bekleniyor. Yağar mı yağmaz mı bilmem de kış yakındır. Panik yok, kulaklığım ve ben kış için hazırız!

Saçlarımdan dolayı kışın şapka takmayı hiç tercih etmiyorum, şapkayı çıkarınca bütün kıvırcıklarım kafama yapışıyor sanki. O yüzden kulaklık kullanıyorum, yeterli oluyor. Anneciğim geçen sene kulaklarımın tamamını kapatan kocaman bir kulaklık aldı da Kanada soğuklarını öyle atlattım.

NELER YAPIYORUM - HERE&NOW

Ben geldim!

Şöyle davullu zurnalı bir hoş geldin ekim diyemedim, onu bırak herhangi bir yazı bile yazamadım, ben de yazılacak tüm cümleleri neler yapıyorum serisinde toplayım istedim. 

Ayın sonunda kar yağışı beklentisini saymazsak, sonbahar keyifli geçiyor. Soğuklarla birlikte çöp kutularını uçuran rüzgar da geri döndü. Bundan dolayı, kıyamam çoğu ağaç yapraklarını çabuk döktü. Onun dışında güneş parıl parıl maşallah. Hatta sarı yapraklara vurdukça yansıyan renk, yazın yaşattığı histen daha mutluluk verici. 

THOM YORKE - TORONTO'19

Etkisinden hala çıkamadığım bir konserin yaşattıkları kayda geçmeli diye düşünüyorum.
Ne de olsa bu müzisyen benim hayatımda çok kıymetli bir yere sahip.

Radiohead ile ilk tanıştığım zamanı hatırlıyorum, yaş 14 civarları, abim bana hep karışık kasetler hazırlardı. O hazırlanan karışık kasetlerden birinde Kid A albümünden "Everything in its right place" vardı. Ki o parça sonra benimle birlikte çok farklı anılara ortak oldu.

NELER YAPIYORUM / HERE & NOW

Güneşin ısıttığı her anı değerlendirdiğimiz son sıcak günlerden merhaba. Bildiğiniz pastırma sıcakları dedikleri sıcaklar yaşanıyor Kanada'da, yani en azından bizim yaşadığımız yerde. Geçen haftadan beri 30-32 dereceleri gördük.

O yüzden benim sonbahar sendromu topladı tası tarağı gitti üstümden. Oh be dedim, bundan sonra da artık gelmez diye düşünüyorum. Çünkü yaprakların renkleri döndü, sarılar çıktı meydana. Bir müddet idare eder beni diye düşünüyorum.

HÜRREM, THE QUEEN BEE - FREE PATTERN

"Kraliçe arı Hürrem bir gün çok acıkmıştı ve kovandaki tüm balı bir çırpıda yemişti. Öyle bir yemişti ki normal bir arının kaç misli olduğunu bilemeyecek kadar şişmişti.

Bunu neden yaptığını bilmiyordu. Değişen iklim şartları ya da tarımda kullanılan kimyasal ilaçlar onun dengesini bozmuş olabilirdi. Diğer arıcıklar bu durumu farketmeden balı yerine koymanın bir yolunu bulmalıydı ya da kaçmalıydı. 

Arı vız vız vız, arı vız vız vız diye dolaşırken, bir dinazora çarptı, o çarpma kuvvetiyle olduğu yere yığılıverdi. 

Mr.Pistachio ne yapacağını bilemedi, arıların yaşamımız için ne kadar önemli olduğunu biliyordu ve onu tekrar yaşama döndürüp kovanına götürmeliydi...

Ne demişti Einstein;" Eğer arılar yok olursa, insanlık da yok olur." 

Bir arıyı korumak, insanlığı korumaya yetebilirdi... "

MASAMDA #1

Birbirinden alakasız paragrafları olan, başlıksız yazılara ihtiyaç duyuyorum. Belki bir haftanın özeti, belki de yeni bir keşif, konu sınırlandırması yok, yaz gitsin.
Tek fotoğraf olsun, o an masada olan, ne ile uğraşıyorsam o kare, yazıyla tamamen alakasız, ya da ucundan kenarından uyuşan...

Dayanamadım, tek bir bütünlük olsun bari. Başlık hep aynı olsun; MASAMDA.

İşte, dışı minimal, içi çıfıt çarşısı konseptim bu, bakalım içini nelerle doldururum, zaman gösterecek.

TETRIS, THE PILLOW CUSHION WITH KATIA - YARN & PROJECT #4

Eylül geldi hoş geldi. Sonbahar sevici değilim ama renklerinden keyif alıyorum. Neden sonbaharı sevemiyorum, kalbim ağrıyor taşıdığı hüzün yükünden. Bu kronik sonbahar sendromunu babamdan almışım, o da üzülür, ben de...

Yeni yılı Ocak ayında karşılarız, aslında tüm yeni başlangıçlar Eylül'de olur. İlkokula gitmek için bir Eylül sabahı evden ayrılırsın, yıllar sonra aynı Eylül ayında üniversite için başka şehre gidersin, yüksek lisans, doktora derken bir bakmışsın her bir gidiş daha uzak olmuş. İşte bana bunları hatırlattığından, en çok da yaza veda etme zorunluluğundan içim burkulur ilk birkaç hafta. 

Bu ruh halini dağıtmak için ne yapmak lazım ? Tabii ki renklerle oynamak lazım. 

NELER YAPIYORUM - HERE & NOW

Bugün yazamadım, neyse yarın yazarım diye diye Ağustos ayını da yemişim haberim yok. Üşengeçlikten değil, sadece aynı anda, birbirinden tamamen farklı şeyleri yetiştirebilmek için bilgisayara bakmaya fırsatım olmuyor. 

Aklımdaki konuları yazmaya fırsatım olmadı ama Neler Yapıyorum serisi için her zaman vakit ayırabilirim.

EZGİ'NİN TIĞ İŞİ REHBERİ #1

Benim maceram bir Granny Square, türkçe ismi ile hanım dilendi bey beğendi ile başlamıştı.

Bugün Granny Square gününün 6. yılını kutluyorlarmış. Hoş, ben 6 yıl önce pek ilgili değildim bu işlerle, o yüzden benim miladım ilk kareyi örebildiğim gündü diyorum. İyi ki de denemişim, bana öyle güzel şeyler sundu ki renkler, üretmek ve öğrenmek.

Tığı ilk elime aldığımda temelleri atan annemdi, ufkumu açan ve açmaya devam eden ise araştırmaktı.

Uzun süredir aklımda olan bu seri Granny Square gününe denk geldi, daha doğrusu o kadar bekledim, az daha bekletip, denk getireyim dedim.

Bu yazılarda tığ işini öğretmeyeceğim ya da bunun için video çekme planım yok. Hali hazırda yararlanabileceğiniz bir sürü kaynak ve video var zaten. Önemli detayları bulmanız konusunda navigasyon olacağım diyelim.

Amacım, kendi öğrenme sürecimde edindiğim tecrübeler ile bir yol haritası çizebilmek, bu yol haritasının tığ işine başlayacak olanlara bir kılavuz, bilenlere ise farklı fikirler vermesini diliyorum.

AĞUSTOS, YOLLAR VE BİRAZ HAVADAN SUDAN

Bu okuyacağınız, geç kalmış, yeni aya merhaba yazısı ve ayrı ayrı yazılmaya üşenilen konuların toplu çekilmiş fotoğrafıdır.

Aslında üşengeçlikten değil de, zamanı yetiremediğimden böyle oldu. Ağustos sıcakları burada da kendini gösteriyor ama ara ara kapanan, minik yağmur damlalarının eşlik ettiği zamanlarda da hayır yaz bitmesin diye haykırmak istiyorum. Uzun bir kışa henüz hazır hissedemiyorum kendimi.

NELER YAPIYORUM - HERE & NOW

En sevdiğim blog yazısı serisi geçen ay vakitsizlikten kim vurduya gitti. Bu sefer de olmasın diye yazıyı hazırlayabilmek için az biraz kendimi dürtükledim.

Çok nemli günlerden geçiriyoruz yine, sıcak daha da yoğun hissediliyor. İnsan Kanada'da olduğunu unutuyor. Hoş bu sene sıcaklar heryeri kavurdu geçti de.

Sizin oralar nasıl ? 

MR. PİSTACHIO' NUN MACERALARI - AMIGURUMI FREE PATTERN

"Her şey Mr. Pistachio'nun suda kendi yansımasını görmesi ile başladı. Dinazordan çok dikenleri olan dev bir antep fıstığına benzediğini anladığında tüm taşlar yerine oturmuştu. Onu aralarında görmekten hoşlanmayan diğer dinazorlar, Mr.Pistachio'yu bugüne kadar hiç bir etkinliğe davet etmemişti. 

Şimdi anlıyordu, o garipti, dinazor demek çok güçtü, çünkü o hepsinden farklıydı. 

SEVDİĞİM ŞEYLER - THINGS THAT I LOVE

İngilizce en sevdiğin kelime ne diye sorsanız, hiç düşünmeden "pattern" ve  "texture" derim. Benim için bu iki kelime birbirinden ayrılmayan Edi&Büdü gibi. Pattern kelimesinin türkçe karşılığı şablon, model ya da kalıp olarak geçiyor. Texture kelimesinin karşılığı ise doku.

Bir sanat eseri olan yeryüzünde öyle güzel detaylar var ki.. Baktıkça bakasım geliyor. 

Boyası dökülmüş bir duvar ya da  kırışmış bir çarşaf da bana aynı hissi yaşatıyor. Tesadüf eseri oluşmuş şablonlar gibi gözükse de aslında hepsi tam da olması gerektiği gibi ahenk içinde.. 

ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA, ADI ELORA

Gidince görülecek yerden ziyade, gittiğimiz yolda karşılaştıklarımız daha güzel sanki. Geçen hafta sonu Bora'nın yürüttüğü projesindeki deney için soya fasülyesi tarlasına gittik.

Zaten şehirden çıktıktan sonra 15-20 dakikalık mesafede tarlalar başlıyor. Kışın soğuktan pek birşey yetişmeyen topraklar, bu mevsim öyle bereketli ki. Mısır, mercimek, yulaf, soya fasülyesi, bize yakın bölgede gördüklerim. Süt ve süt ürünlerini saymıyorum bile...

V SHAWL PATTERN WİTH PURL SOHO - YARN & PROJECT #3

Son zamanlarda kendimi doku, şekil ve motif avcısı gibi hissediyorum. Telefonumun hafızası bunlarla doldu.  Bak sen seversin diye arkadaşlardan gelen motif fotoğrafları da olunca değmeyin keyfime.. Hepsi birleşiyor ve ortaya kolaj gibi bir şey çıkıyor.

Bu motif nasıl çıktı derseniz, çeyizdeki meşhur danteller vardır ya, kuzenim modelini severim ve değerlendirim diye düşünüp fotoğrafını göndermiş. Tam o günlerde de bu şal için nasıl bir motif yapsam diye denemeler yapıyordum. Bu bir tesadüf olamaz diyerek, o motiften esinlenerek çiçeğimsi bir motif ördüm, o da bir şala dönüşüverdi.

HOBİ EDİNMENİN FAYDALARI

Yaklaşık 2 yıldır el işi fotoğrafları ile sizi yeteri kadar özendirdiğimi düşünüyorum. Keşke ben de yapabilsem diyenleri de duydum, bu gazla örmeye başlayanlara da şahit oldum. Bence artık bir hobi edinmenin zamanı geldi. Ne dersin ? Eğer seni hala daha gaza getiremediysem, bu yazı senin için.

TAPESTRY CROCHET COIN PURSE PATTERN WITH LION BRAND YARN - YARN & PROJECT #2

Herkese merhaba,

Sıcaktan kavrulduğumuz günleri geride bıraktık, nemin azalmasıyla mevsim normallerine dönebildik çok şükür, bu sayede ben de bilgisayar başına oturabildim. Blogumda başlattığım Yarn & Project serisinin ikinci tarifi bir cüzdan. Tip ve tarif olarak Topik Tropik cüzdanımın biraz daha geliştirilmiş hali.

Merhaba Temmuz

Ontario Gölü

Hoş geldin Temmuz, hoş geldin nemli sıcak günler.. Bugün öyle sıcaktı ki, kedoş bile kendini nereye atacağını bilemedi. Kediler sıcak sever derler de bizimkinin favori mekanı vantilatörün önü şu sıralar...

Haziran ayını, sadece bir yazı ile kendi blog tarihimin en durgun ayı olarak ilan ettim gitti.

İKİ MEVSİM MİMİ

Hoş geldin yaz, sıcaklar ve tatlı esintiler...

Bayramınız kutlu olsun. Pek bir bayram havası esmedi bizim buralarda, yaz kendini hissettirdi ya bana her gün bayram, boşver. 

Yarın yazarım diye diye mimleri öyle bir ertelemişim ki mevsim değişmiş bile. Dedim kış gelmeden cevaplayım artık şu güzel soruları.. 

Beni mimleyen arkadaşlarım Bir Tutam Karınca ve İnci'den Notlar  gecikme için sizden özür diliyorum. 

Bir de şu sıralar aklıma takıldı. Bizim şubat ayındaki meydan okuma zamanı bir komşum daha mimlemişti beni, düşünüyorum ama bir türlü hatırlayamıyorum. Kenara not almamışım da. O ay ortalık çok kalabalıktı, mahalle yoğundu.. Bak şimdi hatırladım da ne eğlendik ama :) Beni mimlemiş olan sevgili komşum bana mimi hatırlatırsan, seve seve cevaplarım... 

Buyrun, sorular ve cevapları. 

RETRO PILLOW CUSHION WITH LION BRAND YARNS - YARN & PROJECT #1 FREE PATTERN

Herkese merhaba,

başlık koyma konusunda arada kaldığım yazılardan biri oldu, yazıyı yabacı bir yün için yapacağımdan türkçe başlık olmayabilir diye düşündüm. Hem türkçe, hem ingilizce olsa destan olma yolunda ileleyecek dedim. O yüzden tercihimi ingilizceden yana kullandım.
Kafa karıştı bende anlayacağınız. Aman boşver, hangimizin kafası karışık değil ki zaten.

Konuya geçecek olursam; en son yazımda birkaç farklı yün markasının ürünlerini deneyip, onlarla birer proje yapacağımdan bahsetmiştim. 

NELER YAPIYORUM / HERE & NOW

Bir baktım yine ayın 3. haftasını da yemiş bitirmişiz. Nasıl bir hız bu, şaşırıp kalıyorum. Şaka bir yana Kanada'da 5. ayı tamamlamak üzereyiz. Uzun, upuzun bir kış geçti gibi hissettim ama şimdi her yer çiçekli, kupkuru duran ağaçlar yeşil. Hava desen 30 dereceyi bile gördü hafta sonu.

Yalnız o meşhur kazlarımız meydanlara attılar kendilerini.. Sarı tüylü yavruları var heryerde. Ben onlara doğal çim biçici diyorum. Sürekli çimleri didikliyorlar, çok oburlar çok.

Listemde neler varmış bir bakalım.

ÇEKİLİŞ SONUCU

Hepinize yaptığınız güzel yorumlarınız ve çekilişe katılımınız için çok teşekkür ederim.

Bu güzel çiçekler, kokusu ve renkleriyle benden size...

BLOGUM 2 YAŞINDA, KUTLAMA ÇEKİLİŞİ VAR ! / BLOG BIRTHDAY GİVEAWAY

Bugün anneler günü, başta annemin, tüm annelerin ve kendini anne hissedenlerin anneler gününü kutlarım. İyi ki varsınız, yoksa ne olurdu bu çocukların hali.. Tarifin bile anne olanı en bir kıymetlisi..

Gelelim asıl konuya. Bugün bloga ilk merhaba dediğim gün. Blog evimle 2. yılı doldurmuşuz bile. Uzun zamandır yazan komşularımın yanında hala yeniyetmeyim ama ben çok uzun zamandır bu mahalledeymişim gibi hissediyorum.

MEYDAN OKUMA - YÖNETMEN SİNEMASI

Canımız Öneri Makinesi meydan okuma başlatmış. Tam kendine yaraşır cinsten, sinema içerikli. Biraz geç kaldım ama yine de tüm cesaretimi toplayıp varım diyorum. Çünkü daha yazıyı okurken aklıma izlemek istediğim yönetmenler geldi. Sinema severseniz kaçırmayın derim.. 

Kurallar basit; her hafta farklı bir yönetmenden iki film izliyoruz. 

Benim seçtiğim yönetmenler ve filmleri :

EZGİSSİMO

Keyifli, verimli ve bir o kadar da yorucu bir gündü 4 mayıs. Sabah çok erken saatlerde masayı düzenlemek için başlayan gün akşam Star Wars özel konseri ile son buldu. Ne yalan söyleyim, o gün çok yoruldum, ama değdi... 

Fuardan çıkan sonucu söylüyorum, sanırım artık ben oyuncakçıyım. Masanın en büyük hayranı çocuklardı, çocuk dediğime bakmayın içi hala çocuk olanlar da vardı onların içinde. 

"ÜRETEN KADINLAR" - ROZA DESIGN

Kanaviçe ile ilişkimiz çok uzun yıllar önce annemle İzmir Kemeraltı'nda bir hobi mağazasından aldığımız siyah etamin ve dmc ipliklerle başladı. O gün bugündür, bende yeri kıymetlidir.
İşleyen kişiye, işlenen hayat bulan kumaşa hayranlığım büyüktür.
Hele ki o etmanindeki kareler küçüldükçe işlemenin ne denli zor olduğunu tahmin edemezsiniz. Kanaviçe benim gözümde, çarpı şeklinden ortaya çıkan bir sanat eseri.

Bu ay konuğum Roza Design adı altında sergilenen kıymetli işlemelerin tatlı sahibesi sevgili Hülya. Gelin bugün onu tanıyalım, kanaviçe hayatına nasıl girmiş öğrenelim.
Hazır yarın 1 Mayıs, üreten kadınlar ile bunu kutlayalım. 

SARI RENGİME KAVUŞTUM / HOBIUM YARNS

İşte benim vazgeçilmez renklerim. Her ne yapıyorsam kesin süslemelerde La Mia Cottony'nin bu 3 rengine elim gidiyor, dokusunu ve renklerini öyle seviyorum ki, tarifi yok.  Yün stoğu yapan insanlardan değilim açıkçası, ihtiyacım kadar alıyorum her zaman. Buraya gelmeden önce bu kadar örmem gerektiğini hesaba katmamıştım. Üstüne Kanada'daki yün fiyatlarını gördükten sonra, keşke valizin tamamını bu 3 renk ile doldursaydım dedim. 

NELER YAPIYORUM / HERE & NOW

Son yazıdan bu yana arayı baya açmışım. Oysa benim bu ay daha çok yazı ekleme hayallerim vardı.
Zaman hızla geçiyor, 4 mayıstaki fuara sayılı günler kaldı, o yüzden yoğun bir şekilde üretmeye çalışıyorum.

Bir de üstüne Haziran ve Temmuz ayı içinde düzenlenecek sanat marketi ( Art Market )  için de davet aldım. Sanırım kendimden bir tane daha kopyalamam gerekecek. Ama olsun çalışmak güzel, bir amaç için olunca daha da keyif veriyor çok şükür.

Bugün hava şahaneydi. 20 dereceleri gördük bir anda. Güneş desen tam tepede, yerlerde sarı sarı papatyalar. Ah ne mutlu bana. Korkutucu değil ama uzun bir kıştı açıkçası. Ama bak bu da geçti. Yakındır yemyeşil olacak buralar, o zaman tadından yenmez yürüyüşlerin.

Ördüm, diktim, işledim. O gün canım ne istiyorsa onu yaptım. Ama bir şeyi farkettim. Ne yaparsam yapayım elim hep belli renklere gitti, kendi gökkuşağımın renklerini kendim düzenledim.

El işinin bana tanıdığı özgürlüğü seviyorum, hani çocuklar dağları pembe boyamak ister de boyar ya ben de o misal broş kuşlarımı istediğim renkte işliyorum.

Hazır mısınız? bol renk içeren bir neler yapıyorum yazısı geliyor..

TATLI YİYELİM TATLI KONUŞALIM

Ağızda dağıldığında anında çocukluğa uçuran bir lezzet muhallebi. En azından benim için öyle. O çocukluğa götüren lezzeti biraz değiştirdim, pirinç ununun yoğun tadını nişasta ile değiştirdim. Böylece dondurma lezzetinde hafif, ama tabii ki şekerli bir tarif oldu. 

Şekeri tercih etmeyenleriniz vardır, ama arada canımız çekiyor ne yapalım, yapıyoruz biz de.. 

Türkiye'de herşey kolaydı tabii, bu akşam çayın yanına tatlı olsun dediğimizde ya Bolulu Hasan Usta sütlacı ya da Şok'un fırın sütlacını alabiliyorduk en kolayından. Sıralamam şöyle, 1 numara annemin sütlacı, 2 numara Bolulu Hasan Usta fırın sütlaç, 3 numara Şokta satılan fırın sütlaç. 

Burada iş başa düştü tabii, sütlü tatlı nedir bilmiyorlar, bu lezzete yakın bulabileceğiniz tek tatlı ise meyveli yoğurt :)  

Ama artık sütlaç ve muhallebi yapabileceğim malzemem var çok şükür. 

Hemen sizinle de paylaşayım tarifi, ben sevdim belki siz de seversiniz :) 

HOŞ GELDİN NİSAN, SOFİCİM VE BİR DUYURU

Şu gördüğününüz renkli şeyi bitirmiş olmanın verdiği mutluluk ve rahatlama duygusu ile yazımı hazırlayabilirim. Aslında daha önce biterdi , araya başka şeyler serpiştirince Soficik biraz kenarda kaldı, ama dün akşam son bir gazla kalan 6 sıramı da yaptım ve 4. kısımı tamamladım. Tam bir yastık kılıfı boyutu kadar oldu, benim de istediğim tam da buydu. Zira bu Sofi macerası sonsuza kadar gider, bende de o kadar yün yok zaten. 

Son sıraya ek, eğer istersen yap diye patlangaç çiçek de koymuş tasarımcı, e hadi çiçeği eksik olmasın madem dedim, krem rengi de çiçek kondurdum.. Şahtı şahbaz oldu anlayacağınız. 

NELER YAPIYORUM / HERE & NOW

Bahar geliyor a dostlar, her gün bakmaya doyamadığım güneş içimi canlandırıp yürüyüşleri keyiflendiriyor. Çiçekler geç açarmış ama açtı mı da bakmaya doyamazmışsınız öyle diyor buralılar. Heyecanla bekliyorum bakalım. Hatta şu meşhur Japon kiraz ağaçları ( Sakura ) var bilir misiniz ? Onlarla dolu bir park varmış. 

Çiçek açmadı henüz ama karlar eridi toprak gözüktü şükür. 

Bu ay nasıl geçti hiç anlayamadım. El işlerini 4 mayısa yetiştirebilmek için harıl harıl çalışıyorum. boş duvara baktım mı kanaviçe şablonu görüyor gibi hissediyorum. 

Aylık listeme gelince;

BLOG KLÜBÜ - " PANTONE YILIN RENGİ - CANLI MERCAN"

Blog klübü zamanı geldi.

Şubat ayında yaptığımız meydan okumada klübü duyurup hatta birkaç yazı bile eklemiştik. Bugünden itibaren mart ayının son gününe kadar bu yazının altındaki "add your link"  kutucuğunu tıklayıp yazı linkinizi paylaşabilirsiniz.

Önemli bir not; süreli bir program olduğundan 31 mart'tan sonra link ekleme yapılamayacak. Eğer tarihi kaçırırsanız Nisan ayını beklemeniz gerekecek :)

Ezgissimo çay bahçesi blog klübü yazılarınıza ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyar.
Haydi ne duruyorsunuz ekleyin linkleri, bol bol blog yazısı okuyalım.

TELAŞLI PUANTİYELER KALEMLİK OLDU / EMBROIDERED PENCIL POUCH

Çocukların boş duvarları neden bu kadar sevdiğini anlayabiliyorum, özgürlük hissi. Bomboş ya, dilediğim her şeyi yapabilirim gibi.. O yüzden kendi desenimi kendim çizerim diyerek ilk puantiye denememi yaptım. Puantiyelerin içini doldurmak biraz daha özen istiyor, el yordamıyla yaptım, olur mu olmaz mı diye hemen sonuca ulaşmak istedim.  

O yüzden onlar benim kural tanımayan, sabırsız puantiyelerim. 

" ÜRETEN KADINLAR " YEŞİL TOSBA - DAMLA

3 SORU 1 TARİF 

Üreten kadınlar köşesinin renkleriyle mart ayına yakışır konuğu Yeşil Tosba markası ile  sevgili Damla. Maharetli elleri ve rengarenk ipleriyle birbirinden renkli karakterlere hayat veriyor. Üretken, çalışkan, yetenekli olduğu gibi pek de tatlı kendisi. 

Damla'nın renkli karakterleri @yesiltosba instagram hesabında, siz de o şahane bebeklerden yapmak isterseniz tarifleri de etsy ve shopier mağazalarında. 

Hazır bahar geliyor, montları atıp ince kot ceketlere geçeceğimiz dönemlerde yakamızı şenlendirecek bir broş tarifi hazırladı bizim için. Hem de benim en sevdiğim hayvanlardan biri. 

Lama broş tarifine geçmeden önce biraz Damla'yı tanıyalım, kimdir, nelerden ilham alır, bu tatlı oyuncaklar hayatına nasıl girmiş bir öğrenelim. 

SOFİCİLİK VE BİR TAKIM GELİŞMELER

Gelmek bilmeyen bahar, erimek bilmeyen buzlar ve rüzgardan evin camlarının ıslık çaldığı bir mart ayı geçiriyoruz. Ağaçları takip ediyorum, bahar kapıda, çünkü tomurcuk gördüm ama ne zaman açar orası meçhul.. 

Şaka bir yana, artı dereceyi gördük ya buna şükür, görüntü bahar olmasa da bir nebze içimiz ısındı.. 

Olsun, benim renklerine doyamadığım Sofi'm var. Her geçen gün irileştiği için benim 50 mmlik lensimin kadrajına sığamaz olsa da, baktıkça gözüm gönlüm açılıyor. Sevgili tasarımcı aklına gelen her tekniği denemiş sağolsun. Şimdiye kadar çok zorlamadı,  benim battaniye sayesinde değişik motiflere alışmıştım. 4. kısımda beni neler bekliyor bilemiyorum tabii. 

MART GELDİ - SOPHIE'S UNIVERSE

Hoş geldin bahar mı kış mı pek belli etmeyen güzel mart.

Bahar geldi diye tazecik bahar dalları ile ben de haykırmak isterdim, ancak durum vahim, yerden henüz kalkmayan karlar pek müsade etmiyor, edecek gibi de değil hala ara ara serpiştiriyor ama güneşimiz yerinde şükür..

Kış kasvetinden uzak, bahar tadında bir Şubat ayından sonra yazamadım, aslında yazmadım azıcık etkisi sürsün istedim. Sonra düşündüm etkisi neden geçsin ki üstümden, yazan aynı ben, klavye aynı klavye, değil mi ama ?

Kelimelerin yerini renkler aldı bu sefer, Sophie's Universe diye uzun soluklu bir tığ işi projesi var, görünümü bir çeşit mandala ama yapılışı kısımlara bölünmüş.. Meydan okumada olan arkadaşlarımızla bir örgü grubumuz oldu Sophie's Universe örüyoruz, benim deyimimle Soficilik.

SON SÖZ MEYDAN OKUMA #28 - 28 DAY BLOG CHALLENGE DAY 28

Benim hava şartlarıma göre karlı bir günde başlayan meydan okuma yine karlı bir günde son buldu.
Ne eksik, ne fazla. Tadı damağımda kaldı tabiri caizse..

Her gün yazdım, yazdık. Peki nasıl geçti bir sor.  Rüzgar gibi geçti. 

Tahmin etmeyi bırak, hayal ettiğimden bile güzel geçti, tabii ki bu sadece sizin sayenizde oldu.

Düşün, ben sadece oyunu başlattım bulduğum sorularla, oyundaki dünyayı hepimiz birlikte kurduk.
Kimse kimsenin sözünü kesmeden birbirini dinledi, içini döktüğü için mutlu olduğu yetmezmiş gibi beni dinleyen biri var diye de mutluluğu katlandı.

Kısacası bütün teşekkürler size ve pek tabii yazılanları okuyan herkese..

GUDUBET VİRÜSÜ MEYDAN OKUMA #27 - 28 DAY BLOG CHALLENGE DAY 27

Büyüdükçe daha bir gamsızlaştım da ondan mı moralim az bozulur oldu ya da kendimi tanıyorum da beni mutsuz edecek şeylerden uzak mı duruyorum. İşte buna tam olarak karar veremedim..

Güneş bulutların arkasına saklansa hayat enerjisini kaybeden ben, havaya uygun keyfili şeyler yaptıkça karanlık, depresif havadan bile keyif alır oldum.. Ne güzel demişler;  "yağmur olmazsa nasıl çiçek açar" diye. Ama bu basık havalar bir haftadan uzun sürerse, durum değişir tabii... 

İHTİYAÇ MI İSTEK Mİ ? MEYDAN OKUMA #26 - 28 DAY BLOG CHALLENGE DAY 26

Çok şükür bugün uyanabildim, uyandığımda güneş her zamanki yerindeydi, Bora sağlıklıydı, hava temizdi, nefes alabildim, su içmeye yürüyüp, içtiğim suyun tadını alabildim, çok uzakta olsam da "ben uyandım, günaydın" diye annemle babama ses edebildim, şükür onlardan cevap geldi, sağlığım yerinde, yediğimin tadına varabildim şükür. Tüm rutinim dediğim, bazen farketmediğim ama en büyük şükür sebeplerim.

Bunlar varsa, daha neye ihtiyacım olabilir ki diye soruyorum kendime.. İhtiyacım olan su ise, portakal suyu isteğim olabilir ancak.

ALFABE MEYDAN OKUMA #25 - 28 DAY BLOG CHALLENGE DAY 25

Ocak ayında oturmuş meydan okumanın sorularını hazırlıyordum, birden aklıma bir şeyi kodlarken çoğu zaman aynı şeyleri söylediğimiz geldi.  Zonguldak'ın Z'si, Ordu'nun O'su, Ceyhan'ın C'si gibi.

Bir keresinde banka ile yaptığım telefon görüşmesinde kendi kelimelerimle kodlamak istedim de kadın inatla, sanki Z başka bir kelime ile eşleşemezmiş gibi Zonguldak'ın Z'si mi diye sordu. 

Neden herkesin kendi listesi olmasın ki dedim ve ortaya A'dan Z'ye sevdiğim şeyler listesi çıktı.. 

WATERLOO REHBERİ MEYDAN OKUMA #24 - 28 DAY BLOG CHALLENGE DAY 24

Waterloo'da neler yapılır ?

Toronto'ya çok yakınız ama Waterloo da bir şehir diyorum ve bugün Waterloo da neler yapılır birkaç öneride bulunayım istiyorum..

NELER YAPIYORUM MEYDAN OKUMA #23 - 28 DAY BLOG CHALLENGE DAY #23

Meydan okumanın son günlerine geldik bile, nasıl da güzel oldu. Daha ne çok şey yazarım da sabrediyorum, son güne saklıyorum söyleyeceğim herşeyi..

Bugün ayrı bir sevinçliyim, en sevdiğim seriyi herkes yazacak, yazılanları okumak için sabırsızlanıyorum. Kendi yazımı bir halledeyim, ikinci kahvemi hazırlayıp hepinizi ziyarete geleyim diyorum.