5 Aralık 2017 Salı

SENDROMSUZ PAZARTESİ VE BİRAZ ANKARA



Sanırım yaz aylarından sonra en sevdiğim aylardan biri geldi... Neden Aralık ayını sevdiğimi soracak olusanız, yeni yıl ruhunu seviyorum sanırım. Küçük hediyeler hazırlamayı, evi süslemeyi, bu yıl neler yaptım diye şöyle genel düşünmeyi seviyorum. Şu sıralar ne özlüyorum biliyor musunuz ? Berlin'deki Christmas marketlerini çok özlüyorum. Oradaki yeni yıl ruhu daha bir başka oluyordu, hava buz gibi olmasına rağmen hatta bazen kar yağmasına rağmen o soğukta gezerdik arkadaşlarımla..  5 yılı geçmiş bile döneli, zaman çok çabuk geçiyor çok!!!

Havalar bu hafta soğuyacak dediler, ama bugün hazır hava daha güzelken sendromsuz bir pazartesi olsun dedik.. Bugün benim boştu, provam yoktu. Bora'da kendine müsade etti. Attık kendimizi sokağa.

Daha önce bahsetmiştim, müze kartı almıştım kendime. Aldığımdan beri de güzel güzel müze gezmeye başladım sanki :) Geçen haftasonlarından birinde atladık arabaya (az değil git-gel 7 saat) günübirlik Hattuşa'ya gittik. Hattuşa, belki bilirsiniz Hititlerin başkenti. Çorum'a çok yakın. Hem müzeyi hem de ören yerini gezdik. Belgesellerde izleye izleye iyice Höyüklerin meraklısı olduk. Çatalhöyük favorimiz ama daha gitmek kısmet olmadı. Morgan Freeman bile belgesel çekti orada.
Oradaki müzeyi gezerken öğrendik ki Türkiye'deki bu höyüklerden çıkarılan herşey Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müze'sinde toplanmış. O zamandan beri aklımızdaydı. İşte o gün bugünmüş. Doya doya gezdik..  En eski kalıntılar M.Ö. 6000 yılından. Sizce de gizemli değil mi? Onların kullandıkları çömlekleri, takıları ya da anlamadığım çivi yazılarını görünce çok etkileniyorum.





Sonra oradan çıktık, biraz Ankara kalesinin oralarda gezdik. Samanpazarı ve Çıkrıkçılar Yokuşu civarını dolandık.. Oralar bana biraz İzmir - Kemeraltı'nı anımsattı. Benim için Kemeraltı'nın yerini hiç bir yer tutamaz ama idare ettik artık :))

Biraz fotoğraf çektim..
Bu arada aklıma gelmişken,
her ülkenin hatta her şehrin nasıl da farklı rengi var. Hiç farkettiniz mi, çektiğiniz fotoğraflara bakarken ya da izlediğiniz filmlerde ?  Mesela bugün fotoğraflar eski eski kokuyor sanki..










Ara sokaklardan birinde tatlı mı tatlı bir cafe gördüm.. İçeri davet etti hanımefendi, içerisi tam benlik, herşeyi kurcalayasım geldi.. Ama bir müddet sonra çıkmak zorunda kaldım.. Aşırı naftalin kokusunda boğulabilirdim. İkinci el eşya satılan yerleri çok seviyorum ama bazen kokusu çok ağır gelebiliyor.. Siz de etkileniyor musunuz ? Mesela sahaf gezerken böyle olmuyorum.. O kitap kokusunu saatlerce koklayabilirim..






Neyse oradan çıktıktan sonra, ara sokağın birinde, tasarımcılar gördüm.. Minik dükkanlar yapmışlar kendine.. Bir hanımefendinin dükkanı vardı, dantelli penceresi ve yaptığı kıvırcık balerinler çok hoşuma gitti. Harıl harıl çalışıyordu utandım konuşamadım sadece fotoğraf çektim :)

Güzel bir gündü.. Eve geldiğimizde Kedoş bizi kapıda karşıladı, bir iki mıncırdım yaş mama verdim.. Şimdi evde müzik, ben bloga yazı yazıyorum, Bora makale yazıyor.. Öyle sakin bir akşam...

Haydi kalın sağlıcakla,







31 yorum

  1. Çok keyifli görünüyor, hepsine de bayıldım. Ama en çok o dikiş makinesine.. Çok güzell!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle ilk görüşte aşk yaşadım diyebiliriz :))

      Sil
  2. Ezgicim dünü değerlendirmen ne kadar güzel olmuş bak bugün hava gayet keyifsiz, resimlerine bakarken içim gitti, burayı çok seviyorum, Höyükler müzeler demişken Gordion müzesini de gezebilirsiniz, bozkırın ortasında bir müze, biz geçen yıl 15 tatilde dondurucu havada gitmiştik yaz günleri dururken :) neyse o yüzden baharda ziyaret etmenizi tavsiye ederim, orası da küçük ama güzel bir müze. Hattuşayı bende çok merak ediyorum Buket Uzuner'in Toprak kitabını okuduğum yıl çok depreşmiş ama birtürlü fırsat yaratamamıştım tuttuğum seyahat ve gezi listesinin başında :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bugün sabah zar zor uyandım karanlıkta, prova bitti ama üstümden tır geçmiş gibiyim havanın etkisinde.. Evet Gordion aklımızda, ama dediğin gibi artık o geziler bahara kaldı, bir de Kaman diye bir yer var Ankara'ya yakın orada da birşeyler varmiş. Hattuşa'yı seveceğini düşünüyorum, meşhur kapılar var onları görüyorsun, bir de köy içinde müze var.. Orası da güzel, değer bence gitmeye..

      Bu arada kalenin orası çok güzelmiş dediğin gibi... Bir gün buluşup birlikte gidelim :))

      Sil
    2. Aa şahane olur gerçekten Ezgicim, kışı geçirip baharda bu işi hayata geçirelim çünkü en güzel zamanları o zamandır :)

      Sil
    3. Harika şu an baharı iple çekiyorum :))

      Sil
  3. Ankara’ya senin objektifinden bakmak güzel, özlemişim orayı 😊. Bahsettiğin müze de kale tarafı da dediğin gibi çok güzel keşke ben de denk gelseydim o ikinci elciye, bayılırdım 😀

    Ne güzel gezmişsiniz ❤️😍, daha çok gezmenizi diliyorum 😊 Güzeldir gezmek 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çok güzel yerler :))

      Çok teşekkürler tatlım.. Gezmelere doyamıyorum, hayat gezmekten ibaret olsun mesela :)
      Kocaman öpüyorum ❤️❤️❤️❤️❤️

      Sil
  4. İstanbul bu yıl beni çok yoruyor, hem seviyorum hem yapamıyoruz gibi bir durum. Şimdi böyle Ankara yazısı olur mu? Gel der gibi:) Ankara'da kimi tanıdıysam benim nasibime hep çok sıcak insanlar, deniz yok sıkıcı falan denir ama gönül nerede hoşsa adres orası olmalı. Kemeraltı ile ilgili bu yaz gidip fotoğraf çekip uzun uzun yazmak istedim ama sıcaklardan hiç oralara gidemedim. Benim de ne anılarım var, annemin elinden tutup gezdiğim.. Dolaşır eve gelir, bir çay koyar bu defa da yorgunluğu paylaşırsın ya, ne güzeldir o tam dediğin gibi.
    Ankara'ya selam sevgi çokça.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet İstanbul bana dışardan inanılmaz cazip geliyor. Hep diyorum ki ay orada olsak nereye gitsek sorusu olmaz kafamızda sürekli keşfedebileceğin bir yer var.. Ama oraya konser için gittiğimde bir iki günde pert oluyorum..

      Ankara'da böyle ufak tefek şirin yerler var.. Mesela aşırı tatlı bir kafe var herhangi bir sokak arasında.. Ama trafik konusunda burada da işler zorlaştı.. Ama yine de bana soracak olsan, işin olmsa Ankara'ya gider misin diye ? Yok ben almayım derim :))

      Kemeraltı yazın pek çekilmiyor, ahhh baharı güzel İzmir'im :) O zaman dilerim ki en yakın zamanda gidersin de senin kaleminde okurum, senin objektifinden görürüm :)
      Dışardan gelip evde çay koyma dedin ya, huzuru tarif ettin resmen..
      Ankara'dan da İstanbul'a çokça selam :)
      Bu arada, Ocak başında İstanbul'da konserim olacak, orkestra ile turneye geliyoruz.. Şuan nerede olacağını bilmiyorum ama yakınında olursa ve müsait olursan beklerim..

      Sil
    2. Çok sevinirim, müsait olursam bu fırsatı kaçırmam. Takipteyim:)

      Sil
    3. Harika, o zaman belli olur olmaz ben mail atarım :)

      Sil
  5. Ezgicim ne güzel bir gün geçirmişsin, gezmiş gibi oldum çünkü her bir fotoğrafı uzun süre inceledim (valla 1 saattir sayfan açık bilgisayarda, yazı yazacaktım yazamadım, çok keyif aldım)Özellikle tasarım işler satan yerlerde saatler geçirebiliyorum ben de. Acaba diyorum bu bloglarda insanlar kendileriyle özleştirdikleri, özledikleri sayfaları mı böyle içten ziyaret ediyorlar, birbirlerini buluyorlar? Türlü düşüncelere daldım benim sonbahar perim ;-))
    Dantelli teyzenin kıvırcık balerinlerini görmek için de tekrar tekrar baktım ama göremiyorum kör müyüm yoksaaaa? ;-))
    Kocaman öptüm seni...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen ve enerji, mutluluk veren yorumların :)) Bal akıyor resmen, blog yakın hissetme konusunda sana katılıyorum, güzel bir his oluyor, o yazılar yorumlar.. Senin yazıları okuyunca sana çaya gelmiş gibi oluyorum resmen :)
      Kıvırcık balerinler, ilk fotoğraf yakından çekilmiş hali.. Ben kıvırcık olduklarına inanıyorum:) Çünkü saçları kıvırcık iple yapılmış :) Sondan 8. fotoğrafta da boydan hallerini görebilirsin :) O fotoğrafta ayaklara dikkat et göreceksin :) Ben de eve gelince, fotoğrafta farkettim..
      Kucak dolusu öpücükler :))

      Sil
    2. uyy bak diyorum körüm ben körrrr... Gı ben onların boleroları var diye balerin sıfatına koyamayıkım ya ;-))) Valla diyom bak yine geldim hele bi kez daha bakayım resimlere diye de şimdi yorumu okuyunca şazjettim anca ;-)) Öptüm seniii...

      Sil
    3. yeni çeşit balerin olmuş onlar :)))))

      Sil
  6. Huzur dolu , harika bir gün geçirmişsiniz Ezgi, her gününüz böyle geçsin 😍

    YanıtlaSil
  7. Naftalin kokusu beni de çok boğar... Ama gerekli işte :/
    Çok güzel resmetmişsin yine, gezmiş kadar oldum :)
    Bebek kızlara bayıldım bu arada ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Şebnem'cim.. Ben de çok sedim ❤️

      Sil
  8. Enee, Fermina Hanım sayesinde ben de gezdiydim buraları... Gerçekten bir nevi Kemeraltı ama daha sakin :)) bi de falcılar yok gibi euheuhe :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım İzmir gibi değil ama idare eder :))) ahahhaha evet falcılar yok.

      Sil
  9. Yine gözü gönlü doyuran bir yazı,evdeki yaşanan zaman diliminin yansıması olsa gerek...müzikli huzurlu aksamlariniz bol olsun😊 o sandalyede asılı duran çantalar,nasıl da yaşanmışlık doludur😔 teşekkürler sevgiler 💕

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimizin huzurlu akşamları daim olsun.. Orada ben de aynısını düşündüm kim bilir neler gördü bu eşyalar..
      Sevgiler ❤️❤️

      Sil
  10. Bu ne güzel bir blog ve ben şimdiye kadar niye keşfetmemişim :) Saçaklı sağolsun, yoksa hala haberim olmayacakmış. Çeyrek zamanlı bir Ankaralı olarak da buralara bayılırım :) Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duydum, biri seslendi! :)

      Sil
    2. Çok teşekkür ederim, hoş geldiniz o zaman :))
      Sevgilerimle

      Saçaklı kulakların çınladı blogda :)))

      Sil
  11. her şey ne güzelmiş deeeeee evet yeni yıla girmek çok heyecanlı de mi yaaaaa :)

    YanıtlaSil
  12. Harika resimler çekmişsin yazını da çok beğendim.Kalemine sağlık.Eskiye gittim biran,ee bu yaşta eskiye özlem çok oluyor haliyle 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, ben de eskiye hayranlık var diyelim :)

      Sil

© Ezgi. Made with love by The Dutch Lady Designs.